Rüzgâr ve Güneş enerjisini uygun maliyetli depolamaya imkân veren pil geliştirildi

Yorumlar

Stanford Üniversitesi araştırmacıları tarafından geliştirilen yeni bir akışkan pil, geleneksel akışkan pillerin iki katı voltaj kapasitesine sahip. Bu gelişme, yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen enerjinin makul bir maliyetle depolanabilmesinin önünü açıyor.

Stanford Üniversitesi’nden araştırmacılar William Chueh, Antonio Baclig ve Jason Rugolo, oda sıcaklığında sıvı metal oluşturan sodyum ve potasyum alaşımı kullanarak oluşturdukları akışkan metali pilin eksi kutbunda kullandılar. Teoride bu sıvı metal diğer sıvı metallerden gram başına 10 kat fazla enerji potansiyeline sahip.

Akışkan piller yenilenebilir enerjinin uzun süre, uygun koşullarda ve düşük maliyetle depolanabilmesi için bugüne kadarki en büyük adaydı. Ancak, ortaya konan piller ya çok yüksek sıcaklıklara ihtiyaç duyuyorlardı ya da çok düşük enerji depolama kapasitesine sahiplerdi. Bazı örnekler ise insan sağlığına zararlı bileşenlerden oluşuyordu.

Araştırmacılar, sıvı metali pilin eksi kutbunda tutmak için potasyum ve alüminyum oksitten oluşan özel bir seramik zar geliştirmişler. Bu zar sayesinde pilin eksi ve artı kutbundaki maddeler birbirinden ayrı tutulabilirken elektrik akımının da devamı sağlanmış. Testler neticesinde yeni pilin, oda sıcaklığında diğer akışkan pillerden iki kat fazla voltaj barındırdığı ve binlerce saat çalışmanın ardından stabilitesini koruduğu görülmüş.

Bu tarz seramik katmanlar sodyumun pilin pozitif tarafına geçini engellemekte oldukça başarılılar. Ancak, bu yüksek verimlilik için 200 °C’de çalışmaları gerekiyor. Araştırmacılar, bu sorunu aşmak için seramik katmanda bir takım değişikliğe gitmişler. Daha ince bir zar kullanan ekip oda sıcaklığında verimli çalışan pil elde etmişler.

Araştırmacılardan Baclig, yeni bir pil teknolojisi için maliyet, verimlilik, boyut, çalışma ömrü, güvenlik gibi bir çok kriterin bulunduğunu, bu bağlamda en iyisini elde etmek üzere çalışmalarına devam edeceklerini, ancak mevcut sonuçlar ışığında yeni geliştirdikleri metodun ümit vadettiğini belirtiyor.