Anlık Bildirim

Beyindeki bir protein, kaygı bozukluğu tedavisinde kilit rol oynayabilir

Araştırmacılar, anksiyete (kaygı) bozukluğunun tedavisinde kullanılabilecek yeni bir yöntem keşfetti. Beyindeki bir proteini etkisizleştirmek, tedavinin daha "hedefe yönelik" olmasını sağlıyor.
Kaygı duymak, evrimsel anlamda önemli bir histir. Bu duygu, sizi olası tehditlere karşı önceden önlem almanız yönünde tetikleyebilir. Ancak kaygı hissi kontrolden çıkarsa, sizi evden çıkmaya dahi korkan biri haline getirebilir. Günümüzde kaygı bozukluğunu gidermek için kullanılan ilaçların, bazı olumsuz yan etkileri bulunuyor. Max Planck Deneysel Tıp Ensitüsü'ndeki araştırmacılar, hedefe yönelik yeni bir tedavinin anahtarı olabilecek bir protein buldular. Beyindeki bu proteini etkisiz hale getirmek, kaygı tedavisinde kullanılabilir.
Beyin, oldukça karmaşık bir organımız. Bu nedenle kaygının tek ve kesin bir nedeni yoktur. Ancak beyindeki amigdalanın, bu alanda büyük bir oyuncu olduğu düşünülür. Amigdala, beynin korku ve endişe duygularını işleyen bir bölümüdür. Bu yüzden amigdalanın aşırı çalışması, kaygı bozukluğuyla ilişkilendirilmiştir.
Benzodiazepinler gibi bazı anti-kaygı ilaçları, amigdalayı hedef almaktadır. Bu ilaçlar, amigdala yakınındaki beyin hücrelerinin etkinliğini azaltan önleyici sinapsları güçlendirirler. Ne yazık ki, ilaçlar ayrım yapmamakta ve diğer birçok önleyici nöronu (beyin/sinir hücresi) da etkilemektedir. Bu durum, uyku hali ve düşük konsantrasyon gibi yan etkilere neden olabilmektedir. Bu yüzden daha hedefe yönelik çalışan ilaçlar geliştirmek çok önemlidir.
Max Planck'taki araştırmacılar, IgSF9b adında yeni keşfedilen bir proteini incelediler. Bu proteinin, önleyici sinapslar boyunca bir çeşit köprü oluşturarak, önleyici etkiyi iptal edebildiğini buldular. Yani proteini durdurmak, kaygı bozukluğu tedavisinin daha "hedefe yönelik" olmasını sağlayabilir.
Araştırmacılar bu çıkarımın doğruluğunu fareler üzerinde test etti. Patolojik anlamda kaygı duyması sağlanan fareler, boş bir odaya bırakıldı. IgSF9b adlı proteinin üretimi engellendiğinde, farelerdeki korku/kaygı belirtileri yok oldu ve bulundukları ortamda daha doğal bir şekilde hareket etmeye başladılar. Farelerin amigdalası incelendi ve bu değişimin, daha iyi çalışan önleyici sinapslardan kaynaklandığı doğrulandı. Olga Babaev'in başyazarlığındaki çalışma, Nature'da yayınlandı.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
DH Android Uygulamasını İndir DH iOS Uygulamasını İndir
Önceki Haftalar
Tüm Zamanların En İyi Yorumcuları
ANLIK GÖRÜNTÜLEMELER
1 Kişi Okuyor (0 Üye, 1 Misafir) 1 Masaüstü

GENEL İSTATİSTİKLER
12839 kez okundu.
7 kişi, toplam 10 yorum yazdı.

HABERİN ETİKETLERİ
tıp, psikiyatri ve
Sorgu:

Editörün Seçtiği Sıcak Fırsatlar

Tavsiyelerimiz

Yeni Haber
şimdi
Geri Bildirim