Küresel denizcilik endüstrisi, tüm sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 3’ünden sorumlu durumda ve regülatörlerin yanı sıra müşterilerden gelen karbonsuzlaşma baskısıyla karşı karşıya. 1960’lardan bu yana gemilerde ana enerji kaynağı olarak kullanılan HFO (heavy fuel oil), benzin, dizel ve gazyağının rafine edilmesinden geriye kalan bir artık ürün. Ancak artık sektör, karbon ayak izini azaltmak amacıyla daha temiz alternatiflere yöneliyor.
Düşük maliyet, yüksek çıktı
Honeywell, elde edilen yakıtın mevcut gemi motorlarında herhangi bir değişiklik yapmadan doğrudan kullanılabileceğini söylüyor. Şirketin açıklamasına göre, bu yakıt mevcut biyoyakıt alternatiflerinden daha yüksek enerji yoğunluğuna sahip olduğundan, gemilerin yakıt ikmali yapmadan daha uzun menzil kat etmesine olanak tanıyor.
Yerinde dönüşüm, merkezi rafinasyon
Sürecin verimliliği lojistik aşamada da kendini gösteriyor. Ham tarım ve bitki atıkları, toplama sahalarında doğrudan “biocrude” adı verilen daha kararlı bir ara ürüne dönüştürülüyor. Bu sayede malzeme yoğunlaştırılıyor ve taşıma maliyetleri azaltılıyor. Daha sonra bu biocrude, merkezi tesislerde rafine edilerek gemi, uçak ve kara taşıtları için kullanılabilir nihai yakıtlara dönüştürülüyor. Honeywell, bu iki aşamalı sürecin fosil yakıtlarla benzer performans özelliklerine sahip yakıtlara dönüştürülmesinde yıllardır karşılaşılan teknik engelleri ortadan kaldırdığını belirtiyor.
Şirket, teknolojiyi önceden üretilmiş modüler tesisler şeklinde sunarak müşteriler için ilk yatırım riskini azaltmayı ve proje sürelerini kısaltmayı hedefliyor. Bu yöntem, sahadaki inşaat faaliyetlerini basitleştirerek tesislerin daha kısa sürede faaliyete geçmesini sağlıyor.
Bu haberi ve diğer DH içeriklerini, gelişmiş mobil uygulamamızı kullanarak görüntüleyin:
s26 ultra da s-pen gelecek hemde buluututlu olacak eskisi gibi boşuna yıpratma kendini admin...