Son yıllarda sıkça gündeme gelen, çalışanları özel yazılımlarla takip etme konusunda Yargıtay emsal bir karar verdi. Bilgisayarına yerleştirilen bu tür bir programla, yazışmaları takip edilip sözleşmesi feshedilen mühendis, açtığı dava ile fesih sebebinin haksız bulunmasını sağladı.
Çalışan takip konusunda bilgilendirilmedi
İşveren, şirkete ait bilgisayardaki yazışmalarda, çalışanının işinden ve arkadaşlarından memnun olmadığını ve bu memnuniyetsizliğini uygun olmayan ifadelerle danışman firmalara anlattığını söyledi. Bu deliller ışığında çalışanın iş sözleşmesi feshedildi. Ancak dosyayı inceleyen Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, çalışanın bilgisayarına yerleştirilen takip sisteminden haberdar olmadığına ve izlemenin yapılacağı konusunda bilgilendirilmediğine dikkat çekerek feshin haklı sayılamayacağını belirtti.
İşveren tarafından, gizli şirket bilgilerini içeren USB cihazın bulunduğu iddia edilse de davacının zaman zaman işini evden de yürütebildiği ve iş sırrı niteliğindeki bilgileri işyeri dışına çıkardığına dair somut delil sunulamadı. Ek olarak personelin çalışma süresi içerisinde kariyer sitelerine girdiği, sohbet sitelerinde zaman geçirdiği, bir başka arkadaşını işverenine bazı bilgileri vermemesi konusunda yönlendirdiği, fuarlara katılmama konusunda çeşitli bahaneler ürettiği görülse de takip yazılımı ile elde edilen bu bilgilerinin kullanılamayacağı belirtildi. Kararın detaylı açıklaması ise bu şekilde:
“İşverenin yönetim hakkının bir sonucu olarak işçiyi elektronik ortamda izlemesi ve takip etmesi her zaman mümkündür. Ancak bunun için işçinin bu izleme hakkında bilgilendirilmiş olması şarttır. İşçinin izlendiğine dair bilgilendirilmemesi veya gizlice izlenmesi, bu izleme neticesinde elde edilen veriler, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edildiğini açıkça ortaya koysa dahi, hukuka aykırı olarak kabul edilmelidir.”
Tüm bu bilgiler ışığında işveren, çalışanın İş Mahkemesi’ne giderek açtığı dava sonucunda haksız kabul edildi. Fesih sebebi geçersiz sayıldığı durumlarda, 30 iş gününü doldurmuş her işçi, işe iade davası açabilir.
Bu haberi ve diğer DH içeriklerini, gelişmiş mobil uygulamamızı kullanarak görüntüleyin:


ulan hiç mi herhangi bir rezervi olmaz bir ülkenin ya Yüzde 93’ü maden sahası olan il “TEMA Vakfı'nın 2019 yılından bu yana sürdürdüğü ruhsat haritası çalışmaları kapsamında, 29 ilde altın, gümüş, kömür ve bakır gibi IV. Grup maden ruhsatlarının yoğunluğu incelendi. 29 ilin yüzölçümünün ortalama %67'sinin bu madenlere ruhsatlandırılmış durumda. Gümüşhane'nin %93'ü, Kütahya'nın ise %92'si IV. Grup madencilik ruhsatlarıyla kaplanmış. Yaptığımız çalışmada sadece IV. Grup maden faaliyetlerine baktık. Bu oranlara kum, mermer, taş ocakları dahil değil.” https://gazeteoksijen.com/turkiye/1985den-beri-30-kez-degistirildi-en-tehlikeli-maden-kanunu-teklifi-tbmmde-gorusulecek-244899 Maden çıkartacağız diye, özellikle kömür, Memleketin 4 1 tarafı yıllardır talan edilmekte. İnsanlar üretimden ve yaşam alanlarından koparılmakta. Güncel durum: https://www.gazetepencere.com/gundem/ankarada-zeytinleri-icin-nobet-tutan-koyluler-aclik-grevi-karari-aldi-665635h
anasını satayım dünyadaki bütün rezervler bizim toprakları es geçmiş ulan hiç mi herhangi bir rezervi olmaz bir ülkenin ya