Anlık Bildirim
Sıradaki Video

Asus TP200SA ikisi bir arada dizüstü incelemesi

Bu videomuzda yeni bir trend haline gelen ikisi bir arada dizüstülerden Asus TP200SA'yı performansıyla değil özellikle fonksiyonelliğini, multimedya performansını ve kullanım süresini test ediyoruz.
 
Standart bir kutulamayla geliyor dizüstü, fiyat segmenti çerçevesinde kutuluma mümkün olduğunca ekonomik tutulmuş.

İçerisinden dizüstünün kendisi, şarj adaptörü ve standart dökümantasyonlar çıkıyor. Şarj adaptörü de 11.6 inçlik bir dizüstüden beklenebilecek üzere minnacık, hafif ve kablosu da uzun.

Asus TP200SA küçük bir dizüstü, 11.6 inç 16:9 formatında bir ekrana sahip. Boyutunu ve taşınabilirliğini göstermek gerekirse TP200SA’nın yanında 13 inçlik bir dizüstü böyle 17 inçlik bir dizüstü böyle, A4 kağıt ise böyle görünüyor, uzun lafın kısası küçücük bir dizüstü.

1.2kg ağırlığında ve 1.8CM kalınlığındaki dizüstünün taşınabilirliği hayli yüksek, taşıması kolay ve halihazırdaki küçük çantalarınıza dahi rahatlıkla sığabiliyor, adaptörünün küçük ve hafif olması da taşınabilirliği katlıyor.

Sol tarafında güç girişi, ses ayarı ve güç butonu, micro-sd hafıza kartı yuvası, mini HDMI yuvası, yüksek hızlı USB 3.0 ve Type C portu bulunuyor. Sağ tarafında ise bir USB 2.0 portu ve mikrofon-ses birleşik 3.5mm jack girişini görüyoruz. Giriş çıkışlar konusunda Asus elini bol tutmuş ve Type C portuna da yer vermiş.

Kapağına dokunduğunuzda metal malzeme, fiyat segmentinin ötesinde olduğunu söylüyor adeta, soğuk metalin verdiği his çok hoş, fırçalı metal dokusu çok belirgin olmasa da hoş bir görünüm kazandırmış.

Gayet hoş görünümlü kapağı kaldıralım, daha da kaldıralım, sonuna kadar katlayalım. TPA200SA ikisi bir arada konseptini baz alıyor, 1366x768 çözünürlüğünde LED aydınlatmalı, 10 parmak çoklu dokunmatik bir ekranla geliyor. Ekranın dokunmatik hassasiyeti gayet iyi, kullanımım süresince herhangi bir algılamama durumuyla karşılaşmadım. Çözünürlük tarafında kağıt üstünde düşük duruyor olabilir ama 11.6 inç bir ekranda sırıtmadığını söyleyebilirim.

Diz0ppüstüyü katlayıp tablet modunda veya Asus’un deyişiyle çadır modunda kullanabiliyorsunuz. Ekranı hangi şekilde katladığınızı sistem algılıyor, touchpad ve klavye devre dışı bırakılıyor, bununla beraber Windows 10 Home işletim sistemli dizüstünün arayüzü de değişiyor, formata uygun şekilde daha kolay kullanım sağlanıyor.
Tablet modu evde veya rahat bir koltukta veya dizinizin üstünde kullanılabilir zira tek elle de çift elle de kullanmak için fazla ağır, çadır modu da bir şeyler dinlerken veya izlerken uygun formu oluşturuyor. Şahsen dizüstüyü touchpad’le de dokunmatik ekranla da kullanmak gayet kolay ve keyifli, ikisini aynı anda aktif olarak kullanmak da mümkün. Sistemin tepkiselliği ve akıcılığı gayet iyi, Windows 10, dizüstünün donanımını biraz terletse de doğru seçim olmuş.

Ekranın panel anlamındaki performansına göz atacak olursak eğer her açıdan, hatta ekstrem açılardan dahi kullanıcıyı üzmeyen bir panele baktığımızı söyleyebilirim, uygun fiyatlı böylesi cihazlarda görmesi çoğu zaman zor. Renkler yeterince doygun, YouTube ve yerleşik depolama üzerinden tükettiğim Full HD içeriklerde memnun kaldığımı, hız, netlik veya renk konusunda yakındığım bir durum olmadığını söyleyebilirim. Yolculuk esnasında veya uzun seyahatlerde multimedya cihazı olarak iyi bir görev görüyor.

Şu ana kadar olumlu yanlarından bahsettik panelin ama bahsedilmesi gereken birkaç şey de yok değil, o da ekran ışığının yeterli diyebileceğimiz sınırda kalması. Güneş ışığı altında maksimum ekran ışığı şart, parlak bir panel olması sebebiyle de direkt güneş ışığı altında çok rahatsız edici olmasa da parlama yapabiliyor, kapalı alanlarda ise bir sıkıntı yok.

Ekran kapağını açtığımıza göre klavyeden bahsetme vakti. Çiklet klavyeyle gelen dizüstü, ekranın arkasındaki yüksek malzeme kalitesiyle şaşırtmıştı, klavye etrafındaki yine fırçalı ama plastik malzemesiyle de şaşırtıyor doğrusu, adeta dizüstünün klavye kısmı sonradan düşünülüp eklenmiş gibi bir his yaratıyor ancak durum öyle değil, ekran klavyeden ayrılamıyor, ekranın klavye kısmından ağır olması da bu hissi güçlendiriyor. Plastik malzeme kötü değil, normal ölçüde bir kalite hissiyatı sağlıyor ancak ekran kapağında soğuk metali hissettikten sonra klavye etrafındaki malzeme için umutlar ister istemez artmış oluyor.

Tuşlar sessiz tuşlar, tepkileri iyi, diri duruyorlar ve şahsen bilgisayar başında bol bol yazı yazan, not alan biri olarak kullanmasını gayet keyifli buldum ancak malzeme kalitesi hissiyatı zayıf, uygun maliyetli klavyelerin verdiği hissiyatı aldım. Multimedya butonları F tuşlarının üzerlerine atanmış, multimedya özelliklerini güçlü bulduğum için müzik durdur-başlat veya geç butonlarını da görmek isterdim.

Touchpad tarafında iyi bir iş çıkarılmış. Büyükçe boyutta tutulan touchpad olabildiğince tepkisel, küçük dizüstülerde ayrıca fare taşımayı sevmeyen biri olarak touchpad’in yaşattığı deneyim iyi. Donanımsal mı yazılımsal mı emin değilim ancak bazı uygulamalarda touchpad ile aşağı yukarı kaydırırken bir atlama söz konusu, dokunmatik ekranla kaydırırken gayet akıcı halbuki. 

Windows 10 ile çift parmağı kaydırarak aşağı yukarı kaydırma, çift parmak açarak zoom hareketi, üç parmağı yukarı kaydırarak açık uygulamaların görüntülenmesi, yine üç parmak ile sola kaydırarak son iki uygulama arasında geçiş yapılabiliyor oluşu da touchpad’in fonksiyonelliğini arttırıyor, günlük kullanım senaryoları dahilinde fare aramadım şahsen.

Gel gelelim bu cihaza güç veren donanımlara. İşlemci tarafında çift çekirdekli Intel Celeron N3050 işlemcisini görüyoruz, 14nm mimariyle üretilen işlemci üzerinde ikinci seviye 2MB önbellek bulunuyor ve 6W TDP değerine sahip, ultra enerji verimliliği önplana alınan bir işlemci ve turbo modunda 2.16GHz’e kadar çıkabiliyor. Beraberinde ise tümleşik Intel HD Graphics ekran kartı geliyor.
Paylaşımlı belleğe sahip ekran kartı günümüz çevrimiçi ve çevrimdışı oyunlar için yeterli gücü sunabilecek bir güç sunamıyor ancak örneğin Facebook oyunları gibi flash tabanlı oyunlar ve Microsoft mağazasındaki uyumlu oyunları kabul edilebilir performansta oynatabiliyor. Celeron N3050 ve Intel HD Graphics’i günlük yazılımlar, internette sörf ve arayüz deneyimdeki performansıyla sınamak daha doğru olur zira bu paketin amacı günlük kullanımın altından minimum tüketim ile kalkmak.

2GB RAM ve 32GB eMMC depolamayla gelen TP200SA yeterli denebilecek sınırlarda geziyor. 2GB RAM, internette sörf yapmak için çoğu zaman yeterli, bir haber sitesi açıp ekranı bölerek bir yandan da mail kutunuza göz gezdirmek, bir yandan da bir makale arasında gidip gelmek, fon müziği için de Spotify üzerinden bir şeyler dinlemek cihazı pek yormuyor ancak birden fazla ağır içerikli site açıldığı durumlarda tepkiselliğini kaybetmeye başladığını, sayfaların tekrar yüklendiğini görüyorsunuz.

32GB eMMC bellek için yeterli diyemeyeceğim zira NTFS ile formatlandıktan sonra kalan 28GB ve Windows 10 Home işletim sisteminin dosyalarının ardından kullanıcıya sadece 8GB kalıyor, ofis yazılımları ve birkaç kritik yazılım kurulduktan sonra doluyor, yani çok ama çok az. eMMC depolama birimi testler sırasında ortalama sonuçlar veriyor ancak bilgisayarın açılışı hızlı olsa da herhangi bir şekilde depolama birimi meşgulse eğer çoğu zaman sistemin ayağını kestiğini, yavaşlamaların olduğunu görüyorsunuz.
Çözüm sunması amacıyla Asus 500GB’lık hayli geniş bir bulut depolama alanını da ücretsiz olarak sunuyor ama ülkemiz internet şartları göz önüne tam anlamıyla bir çözüm olduğu söylenemez. En iyisi depolamanın yetmediği durumlarda hızlı bir micro-sd kart depolama alanını arttırmak olacaktır.

Ne olursa olsun, bir dizüstünün hoparlör performansı önemli. TP200SA’da dizüstünün altına konumlandırılan hoparlörler boyundan büyük ses çıkarmayı başarıyorlar, ses yüksekliği müzik dinlemek, dizi-film izlemek için gayet yeterli, detay kalitesi de beklentilerimin üzerinde oldu, melodik death parçalarda patlamayan çatlamayan tizleri ve orkestral parçalarda tok sesleri olması gerektiği gibi duyabildim, hoparlörler küçük boyutlarıyla beni memnun ettiler doğrusu.

Bu tür dizüstülerden kullanıcıların öncelikle beklentileri taşınabilirlik ve batarya oluyor. 34 Watt/saat, çıkarılamayan bir bataryayla geliyor dizüstü, bu boyutlardaki çoğu dizüstünde olduğu gibi. Resmi dökümantasyonlarda 8 saat şarj süresinden bahsediliyor ancak ben şahsi kullanımımda 10 saate yakın bir kullanım süresi elde ettim ki günde 2-3 saat kullanımla 3 gün boyunca kullanabileceğiniz bir cihaz olduğu anlamına geliyor.
Spotify üzerinden müzik dinleyerek mail takip ettiğim, internette sörf yaptığım ve video izleyerek yaptığım kullanımlarda bahsettiğim gibi dizüstüyü 3 gün kullanabildim ki gayet iyi, beklentilerimin üzerinde. Android tabletlerin çoğunun ulaşamadığı bu kullanım süresini tabletlere kıyasla biraz kaba olsa da bir dizüstünde elde etmek hayli hoşuma gitti, günlük basit işler veya bir öğrenci için biçilmiş kaftan. 

Isı tarafında kullanılan donanımlar gereği aktif soğutucuya ihtiyaç duyulmuyor, fansız soğutma ile işlemci ve ekran kartının bulunduğu yonga hafifçe ılıyor ancak oluşan ısı alta yansıyor, elinize yansımıyor, alta ısı yansıyor dedik belki ama o da bir ılımadan ibaret, cihazın güç tüketimi doğrultusunda normal bir tablo.

32GB’lık depolama birimi ve 2GB RAM sistemi zaman zaman darboğaza düşürse de,
Asus TP200SA mobilitesi yüksek, ekranı ve ses performansıyla boyundan büyük işler başaran, kullanım süresi uzun bir ikisi bir arada bir çözüm olmuş, 1000TL civarında fiyatlandırmaya sahip ürün yanında sürekli bilgisayar taşıması gereken, günlük kullanım yapan, bol multimedya içerik tüketip şarj makinesine bağlı kalmak istemeyen kullanıcılar için başarılı, fiyat performans oranı yüksek bir ürün olmuş.

Böylelikle bir incelememizin daha sonuna gelmiş olduk, bir sonraki videoda görüşmek üzere hoşçakalın.











Yeni Haber
şimdi
Geri Bildirim