Su kaynaklarının korunması amacıyla uygulanan hortum yasağı, su kullanımını geçici bir süre için kısıtlıyor. Yasak kapsamındaki bölgelerde, hortumla bahçe sulama, araç yıkama ve havuz doldurma gibi faaliyetlere izin verilmiyor. Kurallara uymayanlara ise 1000 sterline kadar para cezası uygulanıyor. 8.5 milyondan fazla hanenin etkileneceği bu yasağın ne kadar süre devam ettirileceği bilinmiyor ama en az birkaç ay sürebileceği konuşuluyor.
Çevre Ajansı’nın verilerine göre, İngiltere bu yıl kayda geçmiş en kurak ikinci bahar mevsimini yaşadı. Şu anda da ülkenin birçok bölgesinde kuraklık ya da uzun süreli kuru hava koşulları hüküm sürmeye devam ediyor. Yağışların mevsim normallerinin altında seyretmesi, yeraltı su kaynakları ve rezervuarlardaki doluluk oranlarının kritik seviyelere inmesine neden oldu. Uzmanlar, yazın başından itibaren görülen kısa süreli yağmurların su açığını kapatmaya yetmediğini ve kısıtlamaların önümüzdeki aylarda da sürebileceğini belirtiyor.
İngiltere Bu Yaz Kuraklıkla Boğuşan Tek Ülke Değil
İngiltere’de yaşanan su sıkıntısı, küresel iklim değişikliğinin neden olduğu kuraklık ve su yönetimi sorunlarının sadece bir örneği. Bu yaz, Avrupa’nın güneyi, Amerika’nın batısı ve Avustralya gibi pek çok bölgede benzer su krizleri ile uğraşılıyor. İspanya ve İtalya gibi Akdeniz ülkelerinde baraj doluluk oranları kritik seviyelerine düşerken, Kaliforniya’da da uzun süredir devam eden kuraklık nedeniyle benzer kısıtlamalar devreye sokulmak zorunda kaldı.
Uzmanlar, iklim değişikliğinin kuraklıkların şiddetini ve sıklığını artırdığını vurguluyor. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklamada, artan sıcaklıkların su döngüsünü etkilediğini, su kıtlığı risklerinin küresel çapta yükseldiğini ve su yönetimi politikalarının acilen yenilenmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, su kaynaklarının korunması ve tüketimin azaltılması için bireysel ve kurumsal düzeyde önlemlerin hızla hayata geçirilmesi çağrısı yapıldı.
Su kısıtlamaları sadece çevresel bir sorun olarak kalmıyor; Aynı zamanda sosyal ve ekonomik açıdan da ciddi sonuçlar doğuruyor. Su tütekiminin kısıtlanması, özellikle kırsal alanlarda yaşayanlar ve küçük tarım işletmeleri için büyük zorluklara yol açabiliyor. İklim krizi artık tüm dünyada etkilerini açıkça hissetirecek bir noktaya ulaştığı için, tüm ülkelerin benzer krizler için hazırlık yapmaları ve su altyapılarını mümkün olduğunca güçlendirmeleri büyük önem taşıyor.
Haberi DH'de Gör
{{body}}
{{/longBody}} {{^longBody}}{{body}}
{{/longBody}}