Uygulama ile Aç

Komşu galaksi Andromeda, hiç olmadığı kadar net görüntülendi

Samanyolu'nun komşusu Andromeda Galaksisi, NASA'nın Chandra X-ışını uzay teleskobundan ve diğer gözlem araçlarından gelen yeni görüntüde hiç olmadığı kadar çarpıcı ve net görüntülendi.

NASA, komşu galaksi Andromeda’nın şimdiye kadarki en ayrıntılı görüntüsünü paylaştı. Bu çarpıcı görsel, karanlık madde kavramını bilime kazandıran gökbilimci Vera C. Rubin'e bir saygı duruşu niteliğinde hazırlandı.

Görsel, yalnızca NASA'nın Chandra X-ışını teleskobu ile değil, aynı zamanda ESA’nın XMM-Newton misyonu, Spitzer ve GALEX gibi emekli uzay teleskopları, COBE, Planck, Herschel ve Westerbork Radyo Teleskobu gibi çok sayıda yer ve uzay tabanlı gözlem aracıyla elde edilen veriler birleştirilerek oluşturuldu.

Muazzam ayrıntı ve detay

Farklı dalga boylarında gözlemlenen veriler bir araya getirilerek, evrenin en büyük gizemlerinden biri olan karanlık maddeyi anlamamıza yardımcı olan galaksinin çok katmanlı bir portresi ortaya kondu. Her bir dalga boyu, Andromeda hakkında farklı bir bilgi katmanı sunuyor.

Özellikle Chandra’nın X-ışını verileri, galaksinin merkezindeki süper kütleli kara delik M31* etrafında yayılan yüksek enerjili radyasyonu gözler önüne seriyor. M31*, Samanyolu'nun merkezinde yer alan Sagittarius A*’dan neredeyse 25 kat daha büyük bir kütleye sahip: Sgr A*, Güneş'in 4,3 milyon katı iken, M31*'in kütlesi Güneş'in 100 milyon katı kadar. Ayrıca bu kara delik zaman zaman X-ışını parlamalarıyla dikkat çekiyor. Oysa Sgr A* görece daha sakin.

Vera C. Rubin’in anısına

Andromeda’nın bu görselde başrolde olmasının nedeni yalnızca yakınlığı değil. 2,5 milyon ışık yılı uzaklıktaki bu galaksi, Vera Rubin’in devrim niteliğindeki keşfine ev sahipliği yaptı. 1960’larda Vera Rubin ve çalışma arkadaşları, Andromeda galaksisinin dönüş hızını hassas biçimde ölçtü. Spiral kolların beklenenden çok daha yüksek hızlarla döndüğü anlaşıldı. Bu gözlemler galaksiyi saran, görünmeyen ve bilinmeyen bir maddenin varlığına işaret ediyordu. Bu görünmez kütle, Andromeda’nın yüksek dönüş hızına rağmen dağılmamasını sağlayan yerçekimini sağlıyordu. Yalnızca görünen maddeye ait kütle, bu yerçekimini üretmek için yeterli değildi. Bu, karanlık maddenin varlığının ilk somut kanıtıydı.

Ayrıca bkz.

Zaman üç boyutlu ve uzay sadece bir yan etki mi? İşte yeni teori

O zamandan bu yana gökbilimciler, büyük kütleli tüm galaksilerin benzer şekilde karanlık maddeyle çevrili devasa haleler barındırdığını ortaya koydu. Bu keşif, evrendeki maddelerin çoğunun bizim göremediğimiz, yalnızca kütleçekimsel etkileriyle varlığını hissettiren bir yapıdan oluştuğunu kesinleştirdi. Yani yıldızlar, gezegenler, uydular, hatta bizim bedenimiz ve kapı komşumuzun kedisi gibi "görünen" her şey, aslında evrendeki toplam maddenin yalnızca küçük bir kısmını (yaklaşık %15’ini) oluşturuyor.

Bu büyük bilinmez, parçacık fiziğinin standart modelinin ötesinde yeni parçacıkların varlığına dair teorileri de beraberinde getirdi. Bilim insanları hâlâ karanlık maddeyi oluşturan yapı taşlarını tespit etmeye çalışıyor. Vera Rubin’in çalışmaları, yalnızca galaksilerin yapısını anlamamızı sağlamakla kalmadı; aynı zamanda evrene bakış açımızı kökten değiştirdi.



Haberi DH'de Gör Yorumlar ve Diğer Detaylar
Whatsapp ile Paylaş

Beğenilen Yorumlar

Tümünü Gör
5 Yorumun Tamamını Gör