
Kletetschka, zamanın üç boyutunun evrenin "asıl tuvali" olduğunu belirtiyor. Ona göre, uzay hâlâ üç boyutlu olsa da, bu yapı "tuvalin üzerindeki boya" gibi. Bu çarpıcı benzetme, zamanın daha önce pek çok kez "dördüncü boyut" olarak ele alınmasının ötesine geçiyor. Bu yaklaşım, Einstein’ın geliştirdiği ve zaman ile uzayı tek bir bütün olarak ele alan "uzay-zaman" kavramından belirgin şekilde ayrılıyor.
Zamanın X, Y, Z eksenleri
Üç boyutlu zaman fikri daha önce de ortaya atılmıştı. Ancak genellikle teknik ve ulaşılması güç ifadelerle anlatılıyordu. Yeni üç boyutlu zaman teorisi, tıpkı uzayın uzunluk, genişlik ve derinlik gibi eksenleri olduğu gibi, zamanın da üç bağımsız yönü olabileceğini öne sürüyor. Günlük hayatta deneyimlediğimiz "ileriye doğru akan zaman", bu boyutlardan sadece biri. Diğer ikisi ise paralel zaman çizgileri arasında geçiş ve bu çizgilerin farklı sonuçlarını deneyimleme kapasitesi olarak tanımlanıyor.

Fiziksel gerçekliğe yeni bir yaklaşım
Kletetschka’nın altı boyutlu formülü (üç zaman + üç uzay), yalnızca matematiksel bir öneri değil. Araştırmacı, bu çerçevenin elektron, müon ve kuark gibi parçacıkların kütlelerini mevcut fizik kuramlarından daha doğru şekilde yeniden üretilebildiğini iddia ediyor. Bu da teorisini deneysel olarak test edilebilir hâle getiriyor.
Kletetschka'ya göre bu model, parçacıkların kütlesinin kökenini anlamaya yardımcı olabilir ve belki de kuantum mekaniği ile yerçekimini birleştirecek "her şeyin teorisi" için bir adım olabilir. Bu teori, doğanın dört temel kuvvetinden (elektromanyetizma, güçlü nükleer kuvvet, zayıf nükleer kuvvet ve yerçekimi) üçüne açıklık getiren Standart Model ile Einstein'ın yerçekimini açıklayan genel görelilik teorisi arasındaki çatışmayı çözmeyi amaçlıyor.
Bilimsel geçerlilik ne durumda?
Her ne kadar teori heyecan verici olsa da, bilimsel geçerliliği henüz kanıtlanmış değil. Makale, nispeten düşük etki alanına sahip Reports in Advances of Physical Sciences adlı bir dergide yayımlandı. Teori, hâlen ön değerlendirme sürecinde ve deneysel olarak doğrulanmış değil. Uzmanlar, böyle iddialı bir fikrin kabul görmesi için saygın fizik dergilerinde yayımlanması, bağımsız deneylerle test edilmesi ve mevcut kanıtlarla uyumlu sonuçlar üretmesi gerektiğini vurguluyor.
Yine de zamanın doğası hâlâ tam anlamıyla çözülememişken, bu tür cesur teoriler fizik dünyasında yeni bakış açılarına ilham verebilir. Zamanın üç boyutlu olması, sadece kuramsal fiziği değil, evreni algılayış biçimimizi de tamamen değiştirebilir.
Kaynakça https://futurism.com/three-dimensional-time-space-theory https://www.worldscientific.com/doi/epdf/10.1142/S2424942425500045 Bu haberi ve diğer DH içeriklerini, gelişmiş mobil uygulamamızı kullanarak görüntüleyin:

