Uygulama ile Aç

Veri iletiminde benzersiz güvenlik çözümü: Işığın kendisi şifrelendi

Çinli araştırmacılar, doğrudan ışık sinyaline gömülü şifreleme ile 1.200 kilometrelik optik fiber üzerinden saniyede bir terabit hızında veri iletimi gerçekleştirdi.

Çinli araştırmacılar, optik fiber üzerinden 1.200 kilometrelik mesafede saniyede 1 terabit (Tbps) hızla veri iletimi gerçekleştirerek. Bunun kendisi çok da etkileyici değil ancak, önemli olan iletilen verinin ışık düzeyinde şifrelenmiş olması. Bu önemli başarı, Şanghay Jiao Tong Üniversitesi’nden Profesör Lilin Yi liderliğindeki ekip tarafından geliştirilen Entegre Şifreleme ve İletişim Sistemi (IEAC) ile mümkün oldu.

Yapay zeka destekli “ışık parmak izi”

IEAC sistemi, bugüne dek genellikle yazılım katmanında uygulanan şifreleme yöntemlerinin aksine, şifrelemeyi doğrudan ışık sinyaline entegre ediyor. Yani mesaj değil, taşıyıcı ışık sinyali şifreleniyor. Bu sayede, optik hatlara yönelik veri dinleme girişimlerinin önüne geçilmesi hedefleniyor. Geleneksel TLS veya IPsec gibi protokoller, veriyi korurken sinyali açık bırakıyor; IEAC ise sinyali adeta görünmez hale getiriyor.

Sistem, geometrik konstelasyon şekillendirme (GCS) adı verilen yapay zeka tabanlı bir teknikle çalışıyor. Yüksek hızlı rastgele sayı üreteçleri, her veri paketine özel bir ışık deseni oluşturuyor. Bu desenler, verinin her seferinde farklı bir "optik parmak iziyle" iletilmesini sağlıyor. Böylece şifreleme fiziksel seviyede gerçekleşiyor ve dış müdahaleler açısından neredeyse tamamen güvenli hale geliyor.

Ayrıca bkz.

RoQNET: Kuantum haberleşmede 18 kilometrelik dev atılım

Gerçekleştirilen testlerde sinyal, fiber döngü üzerinden aktarılırken; dağılım, gürültü ve optik bozulmalar gibi gerçek dünya koşulları da simüle edildi. 3.9 THz'lik C-bandı boyunca 26 kanalda yapılan iletimlerde her biri çift polarizasyonlu 32 GBd sinyaller kullanıldı. Sonuç olarak 1 Tbps net veri hızı elde edilirken, bit hata oranı 2×10⁻² seviyesinin altında kaldı.

Mevcut altyapıyla uyumlu

IEAC sisteminin en dikkat çekici yönlerinden biri de mevcut optik altyapıyla uyumlu olması. Kuantum anahtar dağıtımı (QKD) ya da kaotik şifreleme sistemlerinde olduğu gibi özel donanım gerektirmiyor. Çoğu durumda sistemin uygulanması, sadece bir yazılım güncellemesiyle mümkün olabilecek.

Bu sayede yeni teknik hem bütçesi kısıtlı internet servis sağlayıcıları hem de ulusal iletişim altyapısını güçlendirmek isteyen devletler için oldukça cazip bir seçenek haline geliyor. Araştırma ekibi, bu teknolojinin veri merkezleri, bulut hizmetleri ve gelecekteki 6G altyapıları için küresel ölçekte dönüştürücü bir etki yaratabileceğini düşünüyor.



Haberi DH'de Gör Yorumlar ve Diğer Detaylar
Whatsapp ile Paylaş

Beğenilen Yorumlar

Tümünü Gör
6 Yorumun Tamamını Gör