Yapılan çalışmada yüzde 50 manyetik atom içeriğine sahip yeni materyaller üretildi. Bu oran, mevcut yöntemlerdeki yüzde 5’lik sınırın tam on katı.
Ekip, kobalt, manganez ve demir gibi manyetik elementleri, çeşitli yarı iletken yapılarla birleştirerek 20’den fazla yeni materyal geliştirdi. Daha da çarpıcısı, bu yöntem süper iletkenler ve topolojik yalıtkanlar gibi egzotik malzemelere de uygulanarak hem mevcut özelliklerin korunmasını hem de yeni manyetik davranışların ortaya çıkmasını sağladı.
Yılların sorunu çözülüyor
Bu gelişmenin en dikkat çekici yönlerinden biri, spintronik teknolojilerinin önünü açması. Elektronların "yükü" yerine dönüş yönünü (spin) kullanan bu yaklaşım, bilgi işlemeyi çok daha verimli ve ısı üretmeden gerçekleştirme potansiyeli taşıyor. Spintronik bileşenler hali hazırda sabit disklerde kullanılsa da, bu yeni materyaller sayesinde bu teknoloji çok daha yaygın hale gelebilir. Isı üretimi çok düşük olduğu için daha küçük yongalara daha fazla güç sığdırmak mümkün olacak. Bu da zaten çağımızın en büyük engeli.
Araştırma, yalnızca klasik elektronik değil, kuantum hesaplama için de umut vadediyor. Yeni geliştirilen manyetik malzemeler, süper iletkenlik gibi özellikleri koruyarak kuantum bilgisayarların çok daha sıcak koşullarda çalışabilmesini sağlayabilir. UCLA’nın geliştirdiği yöntem yalnızca uygulamalı teknoloji değil aynı zamanda doğa yasalarını anlama konusunda da yeni yollar açabilir. Bu yeni nesil materyaller, temel kuvvetlerin ve etkileşimlerin anlaşılmasına katkı sağlayarak hem bilimsel keşifleri hem de teknolojik inovasyonları destekleyebilir.
Haberi DH'de Gör
{{body}}
{{/longBody}} {{^longBody}}{{body}}
{{/longBody}}