
Hesaplama ihtiyacının tarihine baktığımızda aslında insanlık çok önceleri abaküs ve mekanik hesap makineleriyle sayıların üstesinden geliyordu. Ancak 19. yüzyılın sonlarında, özellikle nüfus sayımı gibi karmaşık ve büyük veri işlemlerinin gerekliliği hız ve kapasite ihtiyacını doğurdu. Bu ihtiyaç, ABD hükümetinin nüfus sayım verilerini saklamak için geliştirdiği delikli kart sistemleri ile bilgi işlem teknolojisinin ilk adımlarını oluşturdu.
270 milyon katlık fark

Bu işlemci, günümüzdeki modern cihazların temeli sayılır ve modern bilgisayar mimarisinin kapılarını araladı. O dönemde işlemciler genellikle tek işlevli ve büyük boyutluyken, 4004 ile birlikte tüm işlemcinin tek bir çip üzerinde toplanması mümkün oldu.
İlerleyen yıllarda, Moore Yasası'nın rehberliğinde -işlemci üzerindeki transistör sayısının yaklaşık her 18-24 ayda iki katına çıkması- sektör hızla gelişim gösterdi. Bu sayede işlemciler daha hızlı, daha küçük ve daha güçlü hale geldi. 1980’ler ve 90’larda çok çekirdekli işlemciler, paralel işlem teknolojileri ve çoklu iş parçacığı (multi-threading) gibi gelişmeler devreye girdi. Bu yenilikler, bilgi işlem kapasitesini katlayarak artırdı.
Gelinen nokta ise gelişimin boyutunu gösteriyor. Günümüzün en gelişmiş çiplerinden olan Nvidia B200 ile Intel 4004 kıyaslandı. Özellikle transistör sayısındaki 90 milyon katlık artış dikkat çekici. Bu transistörlerin daha küçük alanlara sığdırılması (transistör yoğunluğu 685 bin kat arttı) ve üretim teknolojisindeki minyatürleşme (en küçük baskı aralığının 0.0028 katına inmesi), saat hızlarının (2400 kat artış) ve dolayısıyla performansın (217 milyon kat artış) astronomik düzeylerde yükselmesini sağladı.
Bu haberi ve diğer DH içeriklerini, gelişmiş mobil uygulamamızı kullanarak görüntüleyin:

