Daha önce popüler teknoloji içerik üreticisi MKBHD'nin geçtiği aynı kapıdan bu kez Counterpoint gibi araştırma kuruluşları da geçerek testlerin bilimsel arka planına ışık tuttu. Apple'ın her yıl on binlerce cihazı piyasaya sürmeden önce teste tabi tuttuğu biliniyordu, ancak bu testlerin kapsamı şimdi çok daha net şekilde görülüyor.
Şirketin test süreci, iPhone'ların ekstrem koşullara nasıl hazırlandığını gözler önüne seriyor
Apple’ın test süreci çevresel, su, darbe ve titreşim olmak üzere dört ana kategoriye ayrılıyor. Her kategori, cihazların gerçek dünyadaki ekstrem koşullara ne derece dayanıklı olduğunu ölçmeyi hedefliyor. Çevresel testlerde, Apple dünya genelinde 175 farklı ülkede görülebilecek iklim koşullarını simüle ediyor. iPhone’lar, örneğin Arizona çölü tozuna veya yüksek tuz yoğunluğuna 100 saate kadar maruz bırakılıyor. AirPods’lar içinse ter ve kulak kiri gibi biyolojik etkenlerin yapay versiyonları testlere dahil ediliyor.
Suya karşı direnç testleri ise IP (Ingress Protection) derecelendirmeleri temel alınarak yürütülüyor. iPhone 16 Pro gibi modeller IP68 seviyesinde test ediliyor; bu, cihazın altı metre derinlikte bile bir saat boyunca zarar görmeden çalışması gerektiği anlamına geliyor. Apple’ın test prosedürü, temel damla tavan testinden yüksek basınçlı su jetlerine ve hatta basınç tanklarında daldırmaya kadar ilerleyen çok aşamalı bir süreçten oluşuyor. Bununla birlikte Apple, yalnızca su değil; gazlı içecekler, güneş kremi ve meyve suyu gibi günlük yaşamda karşılaşılan diğer sıvı türlerine karşı da testler uyguluyor.
Darbe testlerinde ise iPhone’un olası düşme senaryolarına dayanıklılığı ölçülüyor. Sadece yüksekten bırakmakla kalmayan bu testler, farklı açılar, yüzey tipleri (asfalt, granit vb.) ve çarpma açıları hesaba katılarak robotik sistemler yardımıyla yürütülüyor. Her testten sonra mühendisler özel yazılımlar aracılığıyla düşüşü analiz ederek veriye dayalı değerlendirmeler yapıyor.
Son olarak titreşim testleri de en az düşme testleri kadar önemli. iPhone’un farklı taşıma senaryolarına dayanıklılığını ölçmek için cihazlar, geniş bir frekans aralığında çalışan titreşim masalarına bağlanıyor. Bu simülasyonlar, örneğin motosikletlerdeki sarsıntılardan hava yolu taşımacılığına kadar farklı titreşim kaynaklarını içerecek şekilde tasarlanıyor.
Haberi DH'de Gör
{{body}}
{{/longBody}} {{^longBody}}{{body}}
{{/longBody}}