Uygulama ile Aç

Temiz enerji devrimi kablo engeline takıldı: Yüksek gerilim kablo krizi kapıda

Ülkeler yenilenebilir enerji konusunda giderek daha iddialı hedefler belirlerken, bu dönüşümde yüksek gerilim kabloları potansiyel bir engel olarak ortaya çıkmış durumda.

Küresel ölçekte temiz enerji hedefleri büyürken, bu dönüşümün görünmeyen ama hayati bileşenlerinden biri kritik bir darboğaza dönüşüyor: yüksek gerilim elektrik kabloları. Özellikle açık deniz rüzgar çiftlikleri ve kıtalar arası elektrik bağlantıları için vazgeçilmez olan bu devasa kabloların arzında yaşanan sıkıntı, yenilenebilir enerjiye geçişi yavaşlatma tehlikesi yaratıyor.

Danimarka merkezli kablo üreticisi NKT'nin CEO’su Claes Westerlind’in Bloomberg’e verdiği demeçte vurguladığı gibi, yüksek gerilim doğru akım (HVDC) kabloları artık küresel enerji altyapısının omurgasını oluşturuyor. Bu kablolar, bir nükleer santralin ürettiği kadar enerjiyi tek başlarına taşıyabilecek kapasitede. Ancak üretim süreçleri son derece karmaşık ve sermaye yoğun olduğundan, tedarik zincirinde ciddi darboğazlar yaşanıyor.

Bunlar basit bir kablo değil

Bu kablolar sıradan bir kablo değil. Genellikle bakır veya alüminyumdan üretilen iletkenler, ip gibi burularak güçlendirilir. Üzerine uygulanan yalıtım katmanları, özel olarak inşa edilmiş devasa dikey fabrikalarda hassasiyetle yerleştirilir. En ufak bir yabancı madde –örneğin bir kirpik bile– kabloda arızaya yol açabilir ve şehir çapında elektrik kesintilerine neden olabilir.

HVDC teknolojisi, 1950’li yıllarda NKT tarafından geliştirilmeye başlanmış ve bugün uzun mesafeli elektrik iletiminde verimliliğiyle ön plana çıkıyor. Son yıllarda yapılan büyük ölçekli projelerin yüzde 80 ila yüzde 90’ında bu teknoloji kullanılıyor. Ancak talebin bu denli hızlı artması, üretim kapasitesinin gerisinde kalmasına yol açtı. Fabrikalar yıllar sonrasına kadar dolmuş durumda ve her proje, farklı coğrafi ve teknik koşullara göre özel tasarım gerektiriyor.

80 milyon kilometrelik yeni şebeke gerekiyor

Uluslararası Enerji Ajansı’nın verilerine göre, dünya çapında temiz enerji hedeflerinin tutturulabilmesi için 2040’a kadar 80 milyon kilometrelik yeni şebeke altyapısının inşa edilmesi gerekiyor. Bu, son 100 yılda inşa edilenin neredeyse iki katı anlamına geliyor – hem de sadece 15 yıl içinde.

Açık ihtiyaç olmasına rağmen, kablo üreticileri teknik nedenlerin yanı sıra ekonomik ve politik nedenlerle de kapasitelerini artırmakta yavaş davranıyor. Aktarılanlara göre yeni bir kablo fabrikası kurmanın maliyeti 1 ila 2 milyar Euro'yu bulabiliyor. Haliyle bu denli büyük yatırımlar için onlarca yıllık uzun vadeli garanti talepler isteniyor.

Ayrıca bkz.

Dubai, dünyanın en büyük güneş parkını büyütmeye devam ediyor

Bazı ülkeler ve elektrik iletim operatörleri, “beklenti yatırımı” adı verilen bir stratejiyle, henüz netleşmemiş projeler için bile kablo siparişi vererek üreticilere güvence sunuyor. Ancak bu yaklaşım hâlâ istisnai bir durum. Sektör, yeni oyuncuların pazara girmesini zorlaştıran yüksek teknik bilgi ve altyapı gerekliliğiyle çevrili durumda.

Diğer yandan jeopolitik gerilimler de devreye giriyor. Çin, dünyanın en fazla HVDC hattını inşa etmiş olsa da NKT gibi Avrupa merkezli üreticiler, özellikle ileri teknolojili sistemlerde teknik üstünlüğünü koruyor. Yine de, özellikle son dönemdeki küresel çatışmalar ve ticaret anlaşmazlıkları nedeniyle, Avrupa ve ABD'de bu tür kritik altyapı için yabancı tedarikçilere bağımlı hale gelme konusunda endişeler artıyor.

Sonuç olarak yenilenebilir enerjideki büyüme, sadece güneş ve rüzgar gibi kaynaklara değil, bu enerjiyi güvenli ve verimli şekilde taşıyacak altyapıya da bağlı. Ancak bu altyapının en önemli halkalarından biri olan yüksek gerilim kablolarında yaşanan kriz, dönüşümün hızını tehdit ediyor.



Haberi DH'de Gör Yorumlar ve Diğer Detaylar
Whatsapp ile Paylaş

Beğenilen Yorumlar

Tümünü Gör
6 Yorumun Tamamını Gör