Doktorlar kolistin (gelişigüzel ya da aşırı miktarda antibiyotik kullanımı sonucu oluşan, daha çok hastanelerde görülen bakterilere karşı kullanılan antibiyotik) adını verdikleri bir antibiyotiği tüm enfeksiyonla mücadele yöntemleri tükendiğinde devre sokuyor. Ancak ulaşılan son bilgilere göre kolistine karşı küresel ölçekte bir bağışıklık gelişmeye başlamış durumda. Cornell’de görevli Profesör Martin Wiedmann endişe verici bu durumu, “Mcr-9 geni, Dünya Sağlık Örgütünce son çare olarak görülen kolistine karşı bakterilerin direnç göstermesine neden oluyor.” sözleriyle açıklamış. Mbio dergisinde yayınlanan çalışmaya göre kolistinin tedavilerde işe yaramaması birçok hastanın ölümü anlamına geliyor. Wiedmann, “Eğer kolistin direnci yayılırsa, çok insan ölür.” uyarısında bulunuyor.
Araştırmada görev alan işlemsel biyolog Laura Carroll, mcr-9 genini besin yoluyla bulaşan salmonella patojenine ait bir türün (strain-aynı tür içinde, türün genel özelliklerine göre bazı farklar gösteren mikroorganizma grubu) genomunda bulmuş.
Bakterilerin kolistine direnç göstermesine neden olan genler ile Mcr-9’a ait DNA dizisi arasındaki benzerliği fark eden Carroll, mcr-9 içeren salmonella bakterisinin kolistin direncine sahip olabileceğinden şüphelenmiş. Şüphesinin yersiz çıktığını gören bilim insanı, salmonella türünde kolistin direncine rastlamamış.
Mcr-9’un zıplayan bir gen olduğunu bilen ekibin diğer üyelerinden Ahmad Gaballa adlı bir mikrobiyolog ise söz konusu geni, koli basili bakterisinin patojen olmayan bir türüne yerleştirmiş. Mcr-9’u aktif hale getirmeyi başaran Gaballa, koli basili bakterisini kolistine dirençli hale getirebilmiş.
Bilim insanları, mcr-9’un ilk olarak 2015 yılında keşfedilen “kolistin direncine sahip mobilize genler” grubunun en son üyesi olduğunu söylüyorlar. Ulusal Biyoteknoloji Bilgi Merkezi’nce ise söz konusu gene ait detayların veri tabanlarına yüklendiği ayrıca ifade edilmiş. Bu sayede uzmanların insanlardan ve yiyecek ürünlerinden izole edilmiş olan bakterilerde bulunan mcr-9 geninin tespitini yapabilecekleri vurgulanıyor.
Profesör Weidmann’a göre ulusal ve uluslararası veri tabanlarında bulunan detaylı bilgiler sayesinde araştırmacılar, daha iyi tedavi yöntemleri geliştirilebileceklerini umuyor. Weidmann son olarak, “Veri tabanlarında bulunan bilgiler sayesinde, bir erken uyarı sistemine sahip olduğumuzu söyleyebilirim.” ifadelerini kullanmış.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
ah dronlara karşı da bir akkor güncellemesi olsaydı tadınadan yenmezdi o zaman.
Ozaman 2025 yılında Türkiye olmayacak ?