Anlık Bildirim
Sıradaki Video

Note 10 Plus'a belgesel çektik! "Samsung Galaxy Note 10 Plus incelemesi"

Bu videoda Samsung Galaxy Note 10 Plus'ı inceliyoruz. Yapısını ve malzeme kalitesini ele alıyor, 6.8 inç devasa ekranını değerlendiriyor, oyun, kamera, ses, batarya her şeyini sınıyor, inceliyoruz.
Hiç doğmamış Note 6’nın ahı tuttu, Note 7’yi vurdu ama Note 10 ailesine kadar bir şekilde geldik. Note 10+ şu ana kadar ki en büyük ekranlı Note olmasıyla lanse edildi, lansmanını da Türkçe simultane çeviriyle anında aktarmıştık sizlere. S10+ ile karşılaştırırsak ki ön inceleme videosunda karşılaştırmıştık, aradaki en önemli fark aslında kalemdi. Şimdi lafı uzatmadan incelemeye geçelim.

Kutusunda kalem resmedilmiş, arkasında da üzerinde durulan özelliklerinden bahsedilmiş. İçinden telefonun kendisi, 25W Tip C adaptörü, yeterince esnek, iki tarafı Tip C kablosu, Tip C’den Tip A’ya dönüştürücü ve Tip C üzerinden bağlanan AKG marka kulaklıklar çıkıyor.

Kulaklıklar normal bir kullanıcının da, müzik dinlemekten keyif alan birinin de işini görebilecek kulaklıklar. Maksimum sesleri iyi, distorsiyon yok, dinamik aralıkları da ortalamanın üstünde, detay ayrımları da öyle, tizler yeterince berrak, baslar da yeterince vurgulu, daha çok sıcak bir ses profili var.
Ciddi bir müzik severseniz hali hazırda kulaklıklarınız vardır diyeceğim ama burada göremediğimiz bir şey var, kutudan da bir dönüştürücü çıkmadı hani, bu konuya tekrar geleceğiz.
Telefonun Duman Siyahı, Ay Tozu Grisi ve Fildişi Beyazı var. Elimizdeki fildişi olanı ve bu renk misal veriyorum S10+’daki prizma beyaz gibi ışığa göre farklı renkte yansımalar yapan bir renk değil, mat bir renk. Metal çerçeveyle birleşince aslında zarif bir görünüm ortaya koyuyor ama bence Ay Tozu Grisini gördükten sonra bu rengin yüzüne bakmayabilirsiniz, zevk renk meselesi diyelim. Bu arada, Ay Tozu Grisi dedikleri bu geçişli renk daha önce rakiplerinde görmediğimiz bir renk değildi hani.

6.8 inçlik, Samsung’un Sinematik O şeklinde nitelendirdiği devasa ekran, kasaya oranı %91. Bu oran S10+’da %88.9 idi, aslında Note 9 ile karşılaştırmak lazım ama elimde yok maalesef, onda bu oran %83.4 idi, altında üstünde çerçeveleri bence yine inceydi ama Note 10+’a göre baya baya çerçeve vardı. Ortadaki kamerayı bir süre kullandıktan sonra ben unuttum açıkçası, gözüm orayı şerit halinde toptan silip atıyor, aslında sağında solunda bir sürü alan var ama bende böyle tezahur ediyor. Benim gözüm iPhone’lardaki devasa çentiklere de alışan bir göz gerçi, ilk gördüğüm zamanki kadar rahatsız etmiyor.
Lakin göz var, izan var, yeri tartışılır ama baya küçültüldü. Niye yenilikçi, böyle arkadan çıkan pop-up bir kamera yok mesela, ilk etapta ben de bunun isyanını ettim ama bence hareketli, bozulacak diye bir şey yok ama bozulmaya daha açık bir mekanizmadansa bu bana uzun vadede daha mantıklı geldi, ben bu telefonu alsam senelerce kullanmayı planlarım çünkü.
Çerçeveler parlak alüminyumdan, biliyorsunuz Samsung önce paslanmaz çelik dedi, videolar yayınladı, sonra bir yanlış anlaşılma olmuş dediler, bazı videolar kaldırıldı, o konuda söyleyecek hiçbir şey yok, siz biliyorsunuz. Çerçeveler inanılmaz inceltilmiş. Tamam, telefonu ince göstermek için yapılmış görsel bir hile, işe de yaramış ama bu pratikte şunu doğuruyor, ekran artık yanlardan alınabilecek hasarlara daha açık, ayrıca ekranın büyüklüğü de, kavrama zorluğu da hesaba katıldığında ekrana istemsizce değme oranı artmış.
Ayaktayken, otururken olmuyor pek ama yatar halde, şöyle yatmadan önce sosyal medyaya bir bakayım dediğinizde mesela istemeden sayfalarda geri geliyorsunuz, özellikle dikkat etmeyi gerekiyor. Bir de telefon gerçekten büyük. Note +9’dan çok çok az daha uzun ve geniş bir telefon, hatta kağıt üstünde kalacak kadar küçük değerler bunlar. Kalınlık anlamında Note 10+ daha ince, daha hafif mesela ve daha büyük bataryayla bunu başarabilmek gerçekten bir başarı, bu konuda kesinlikle puan yazıyorum Samsung’a ama devasa olduğunu değiştirmiyor, ben tek elle zorlandım, ikinci eli istiyor kesinlikle, S10e’yi yanına koyuyorsunuz, çocuğu değil, torunu gibi duruyor yanında.

Sağında buton yok, butonların hepsi solda. Orta parmakla erişiyorsunuz bunlara, güç butonu tam denk geliyor ama ses ayarları, belki de tümü birden belki biraz daha aşağıda olabilirdi. Bixby butonu gitti, kimileri bayram edecek eminim ama unutulmadı, güç butonuna basılı tutunca Bixby açılıyor, çift basınca kamera açılıyor. Ben S10+’daki Bixby butonuna görev atama seçeneği geldikten sonra alışmıştım, Spotify’ı açıyordum mesela, bu şekilde bana yaramıştı. Bixby’i ise hala Türkçe dil desteği gelmediği için kullanmıyorum açıkçası.
Pek değinilmeyen bir detay, Note 10 ailesinin butonları hiç de metal hissi vermiyor, tırnağınızı S10+ ve  Note 10+’ı şöyle yan yana alıp bir deneyince S10+’da metal bu butonlar diyorsunuz, o metal soğukluğu var ama Note 10+’da teyit edemedim ama plastik gibiler. Üstünde hat ve Micro SD kart girişi, zoom mikrofonu ve diğer mikrofonu görüyorsunuz. Altında ise kalemin yuvası, hoparlör, Tip C portu ve stereo mikrofon kurulumunun ikincisi var. Arkadaşlar beni Android telefonlara bağlayan çok önemli iki şey kalmıştı, önce Samsung, sonra da 3.5mm jack idi ve şu anda yaşadığım üzüntüyü anlatamam ama gösterebilirim.

Ultrasonic parmak izi okuyucusu aslında güzel çalışıyor, parmağınız nemli, terli olsa da, hızlı diyebileceğim bir şekilde açılıyor. Ben mi böyleyim bilmiyorum ama 5 aydır S10+ kullanıyorum, yerine bir türlü alışamadım, hatta Note 10+’dakini daha yukarı, daha iyi konumlandırmışlar, bunu da 1.5 aydır kullanıyorum, yine alışamadım.
Belki de yüz taramanın rehaveti olabilir çünkü çok iyi çalışıyor bence, gün içerisinde çok nadir tekliyor, karanlıkta yüzünüze ışık vurup biraz kör edebiliyor, bunu isterseniz kapatabiliyorsunuz gerçi ama yine okuyor yüzünüzü, masadayken biraz eğilmeniz icap ediyor. Özetle, yüz tarama iyi çalıştığı için ultrasonic okuyucuyu aramıyorum bile.

Arkada yukarıdan aşağı dizili kamera paketi, çıkıntılı bir paket, masada biraz yalpalatıyor telefonu, rahatsız edici değil. Nabız sensörü artık yok, onun yerine 3D tarayıcı var. Gördüğünüz gibi kavisli bir yapıda arka kapak ama not defteri gibi köşeleri sivri. Önü de arkası da Corning Gorila Glass 6 ile kaplı ve IP68 sertifikalı, yani 1.5 metre ve 30 dakikaya kadar sıvı ve toza karşı dayanıklı. Telefonu suya, kovaya, havuza atmayın denemek için ama şöyle söyleyeyim, IP68 sertifikalı bir telefona çay döküldüğünde sonra büyük yağmurlarda mesela, aklınız telefonda kalmıyor.

6.8 inç 19:9 formatında 3040x1440 çözünürlüğünde Dinamik AMOLED panel. 498PPI ile cam gibi bir ekran, kutudan FHD+ çözünürlük ayarlı çıkıyor, o da çok net ama ben hep doğal çözünürlüğüyle kullandım. Üzerindeki de fabrikasyon koruyucu jelatin, milimi milimine doğru yerleştirilmiş, kılıf kullanınca atmayan bir jelatin.
Merak edenler için kılıf LED Cover adıyla geçen kılıf arkadaşlar. Arkasında onlarca LED var, kamera uygulamasında mesela çocuk fotoğrafı çekerken ilgi çeksin diye bir emoji çıkıyor, ters çevirince ambians aydınlatması devreye giriyor gibi gibi, kendine ait bir ayar sekmesi var, emojileri değiştirebiliyorsunuz.
İlk etapta çok eğlenceli ama sonradan hevesiniz geçecektir tabii. Bir kılıf olarak daha önemlisi bence içi kadife gibi ve dışı da gerçekten sağlam, gördüğüm en kaliteli, diri kılıflardan biri. Parlak yüzey çiziliyor ama belli olmuyor.

Ekrana dönelim biz. HDR10+ destekli olması çok güzel ama dahası var, detayları var. DisplayMate’in testlerine göre en yüksek renk doğruluğu, en yüksek imaj kontrast doğruluğu, yüksek parlaklık modunda rekor, uç parlaklık rekoru, uzatmayayım arkadaşlar, şu an bir telefonda bulabileceğiniz en iyi ekran bence.

Renkler gayet canlı ama  abartılı bir durum yok, ton ayrımı harika, kontrast harika ama beyaz dengesi kutudan çıktığı haliyle bana göre kaçıktı, fazla sarımsıydı, ayarlardan daha soğuk renklere çektim. Siyahlar zaten OLED olduğu için kapkara ve siyahları hafife almayın derim, film izlerken çok önemliler, izleme keyfini çok değiştiriyor siyahlar, Game of Thrones izleyenler de bilir.

Ben telefonda dizi-film izleyen biri değilim açıkçası, koskoca ekranlarda izlemek varken neden telefonda diyorsunuz ama Netflix’de HDR içerikler gerçekten güzel gidiyor, Note 10 veyahut 10 Plus alırsanız çok büyük bir ihtimalle etrafınızdaki en iyi ekranı cebinizde taşıyor olacaksınız. 

Ekran niye hala 60Hz? Benim açıkçası Note 10+ lansmanında beklediğim bomba 90Hz’lik bir paneldi açıkçası. Hem kullanım deneyimini çok değiştirecekti hem de kalem deneyimini, daha gerçekçi hale getirecekti, olmadı, niye? OnePlus 7 Pro’ya 90Hz’lik ekranını sağlayan Samsung sonuçta, Note 10 ailesinde olmamasının muhtemel sebebi şu, Samsung maksimum parlaklıktan fedakarlık yapmak istemedi. OnePlus 7 Pro’nun ekranı yüksek parlaklık modunda 800nit civarına, Note 10+ ise 1300nit civarına çıkabiliyor, yarı yarıya fark demek bu. Note 10 Plus’ı güneş altında rahatlıkla görebiliyorsunuz, açıya göre renk sapması sıfır.

Telefonun kalbinde Exynos 9825 var. 7nm EUV üretim litografisiyle geliştirilmiş bir yonga. Yüksek frekans ve yüksek performans odaklı, Samsung’un özelleştirdiği 2 Mongoose çekirdeği 2.7GHz, 2 performans odaklı Cortex-A75 çekirdeği 2.4GHz ve 4 enerji verimliliği odaklı Cortex A55 çekirdeği 1.9GHz’e kadar çıkabiliyor.
Tam yük altında gücünün %85’ini devam ettirebiliyor, S10+’daki Exynos 9820’ye daha iyi. GPU tarafında Mali-G76’nın 12 çekirdekli versiyonu var. Note 10 5G değil arkadaşlar, LTE CAT 20 modeme sahip ve 2Gbit’e kadar indirme, 316Mbit’e kadar yükleme hızı destekli, bunlar çok uçuk hızlar.
Real Racing 3 için söylenebilecek pek bir şey yok, kaba tabirle telefon akıyor. Tüm grafik ayarları sonda ve 60 kare/saniye akıcılığı, ister çarpın, ister pistten çıkın tozun, dumanın içine girin, fark etmiyor, telefonda keyifle oyun bu kadar oynanır zaten.
Asıl mesele PUBG, Real Racing 3 kimin umrunda. Mümkün olan en yüksek grafik ayarlarını telefon kendisi tavsiye ediyor zaten, uyguladım ve PUBG’de de oyun akıyor, hayli akıcı, patlamalarda çatlamalarda yorulmuyor. Özellikle dürbün açınca bazı telefonlar kasılabiliyor ama Note 10+’da performans düşmedi. Isıya bağlı olarak performans kaybı da yaşamadım, telefon ısınıyor, ekrana da yansıyor ama yarım saatlik periyotlarda beni rahatsız etmedi. Vapor Chamber yani temel olarak vakumlanmış gaz tekniğini kullanan soğutmayla sürdürülebilir performans sorunsuz ama elinizin altında tam yükte çalışan bir telefon var dedirttiriyor.

12GB RAM ve 256GB depolamalı telefona 1TB’a kadar Micro SD hafıza kartı takılabiliyor. Depolama UFS 3.1 standardı destekli, 3.0 standardındaki cihazların hayli önüne. Günlük kullanımda bir etkisini gördüğümü söyleyemem, UFS 3.0 da çok hızlıydı, UFS 3.1 ise çok daha hızlı.

Arkadaki ana kamera 12MP çözünürlüğünde ve F/1.5 - F/2.4, bu iki diyafram ayarına sahip. Sensörü 1 /2.55 inçlik bir sensör, S7 Edge’den beri ISP’de, görüntü işleme tekniklerinde elbette geliştirmeler oldu ama sensör boyutu aynı kaldı, daha büyük bir sensör beklerdim ben artık. 12MP F/2.1 telefoto ve 16MP F/2.2 geniş açı kamerası da eşlik ediyor. Ana kamera ve 2X yakınlaştırma yapan lens OIS’li, yani optik imaj sabitlemeli. 4K 60FPS’ye kadar destek var, 720P’de 960FPS, 1080P’de 240FPS ağır çekim yapabiliyor telefon.
Ön kamera 10MP F/2.2, Dual Pixel’li, değişken odaklamalı ve 4K 30FPS video çekebiliyor. S10+’daki ön kamera 10MP F/1.9 bir kameraydı, elimde kesin bir bilgi yok ama belki de kamerayı küçültme sırasında diyaframdan feragat edilmiş gibi görünüyor.

Ben güç butonuna çift basıp açıyorum kamerayı, gayet pratik. Instagram, yiyecek, panorama, profesyonel, canlı odak, canlı odaklı video ve ağır çekim modları var. Dual Pixel odaklama yine anlık çalışıyor, genelde odağı tekrar arama eğilimde değil, Dual Pixel’in üzerine bir odaklama sistemi tanımıyorum özetle. Çekim hızını o kadar da beğenmedim, daha hızlıları var, özellikle de ön kamerada daha yavaş, tak tak iki tane çekersiniz mesela garanti olsun diye, bunda “bir daha çekiyorum” demeniz gerek.

Öncelikle güneş ışığı altında, dışarıda çektiğim fotoğraflar 12MP’in hakkını verecek düzeyde keskin fotağraflar, detay gücü de öyle, misal veriyorum bir mağazada bir şeyler çektiniz, mağazanın her yeri o kadar aydınlık olmayabiliyor sonuçta, keskinliğini mümkün olduğunca korudu, ışık azalında F/1.5’e geçiyor ana kamera. Kameradaki olumsuzluk şu, ışık ayarı genelde kaçık, otomatikte olması gerekenden parlak hale getiriyor hep, ben elle ışık ayarını kısma gereği duyuyorum.
Renkleri, kontrastı genellikle bir tık arttırıyor, tam kıvamında arttırıyor aslında. Renk dengesi ise bence sorunsuz. Işığın çok az olduğu yerlerde veyahut karanlıkta güzel iş çıkarıyor, otomatik modda da öyle, zaman zaman noise görebiliyorsunuz ama dikkatli bakınca görünüyorlar, karanlıkla mücadelesi iyi yani.
Dinamik aralık için çok bir şey söylemeye gerek yok, çok iyi, iyi kamera ama karanlıkta kalır dediğiniz şeyler yine detaylarıyla beraber seçilebiliyor. Gece modu var artık, S10’daki ilk gece modu gibi “istediği zaman” değil siz isteyince gece moduna geçip kullanabiliyorsunuz. Genel olarak “hadi geceyi gündüz gibi yapayım” modunda çalışmıyor, ki ben bunun taraftarıyım, daha çok “hadi karanlıkta kalanları da fotoğrafa ekleyelim minvalinde.
Çalışma mantığını da bu fotoğraf özetliyor diye düşünüyorum, farklı pozlamalarla bir sürü kare alıyor, zaten çekerken bekleyin diyor size ve katmanları harmanlayıp bir sonuç ortaya çıkarıyor. Geniş açı kamerası alışınca güzel bir şey gerçekten, ana kameranın açısı dar geliyor bu sefer.
Geniş açıda renkler biraz daha canlı, renk dengesi, beyaz dengesi toptan değişmiyor ama arada fark var, noise ile mücadelesi gayet iyi ama ana kamera kadar başarılı değil. Netliğini ise gayet başarılı buldum ve balıkgözü efektini, ki otomatik düzeltiyor, tamamiyle yok etmese de güzel sonuç verdiğini düşünüyorum. Otomatik mod zevklerime pek uymadığı için, aslında bu fotoğrafı ben istediğim gibi çektim diyebilmek için profesyonel mod kullanıyorum, hem RAW hem JPEG olarak kaydediyorum ve Photoshop Express’de, yine telefonda düzenliyorum.
Ham olarak, RAW olarak aldığım çekimlerden ki 25MB civarılar, ben gayet memnunum, istediğim esnekliği, dinamik aralığı bünyelerinde barındırıyorlar. Obje ayrımında bir problem görmedim açıkçası, nadiren objeyi tam ayıramadığı zamanlar oldu, mesela bu çiçekleri çekerken tam ortadakini, biraz da yanındakileri alsın istedim çekerken, öyle de oldu.
Farklı canlı odak modları var, arkaplan bulanıklığının derecesini ayarlayabiliyorsunuz, ben yine en çok siyah beyaz olanını seviyorum. Videoda çok iyi, dinamik aralık harikulade, stabilizasyon gimbal kullanıyormuşsunuz gibi bir stabilizasyon. Bir tık keskinleştirme filtresi atıldığı belli oluyor bazen ama genel olarak detaylarıyla, kullanım rahatlığıyla tam istediğim gibi, ben gayet güzel Vlog çekerim bu telefonla. Geniş açı kamerasındaki stabilizasyon çok daha iyi, ister yürüyün, ister koşun, milim sekmiyor, ışık azaldığında ufak titremeler oluşuyor bazen ama yine güzel. Sadece videoda renk dengesi ve kalitesindeki fark ana kameraya göre daha belirgin oluyor.

Özçekim kamerası açık ortamda, güneş altında gayet iyi. Note 10 serisinde yüzümü boyama, renkleri pastelleştirme gayesi görmedim ben, S10’da böyleydi maalesef. Detaylar gayet belirgin, kırışıklar, noktacıklar, abartılı renkler yok. Ön kameranın ışık dengesi kesinlike çok daha iyi, daha doğrusu olması gerektiği gibi diyelim.
Yalnız bir tık loş bir sahneye gelince güneş altındaki o keskinlik hemen gidiyor, çok değil ama alıştırdığı gibi değil, diyaframdan feragat burada kendini belli ediyor. Dinamik aralık tepeyi temsil ediyor diyebilirim, ben, gökyüzü, arkamda kalan mağazaların karanlık kısımları, aydınlıkta veya karanlıkta kalan her şey var.
Obje ayrımı çok iyi, aydınlık ya da karanlık pek fark etmiyor, iyi iş çıkarıyor. Videoya canlı odakla başlamak istiyorum çünkü videoya canlı olarak efekt uygulayabiliyor olmak büyük mesele, ben özellikle bu retro efekti, filmli gibi efekti çok sevdim. Yüzü bulduğu anda efekti uyguluyor. Renklerde bazen yine o pastellik devreye girebiliyor ama bu pastel renk olayı beğeni meselesi demek, bence kendiniz dinleyin.

Telefon Android 9 ile geliyor ve One UI 1.5 arayüzle geliyor ama ben size o arayüzü hiç göstermeyeceğim çünkü cidden beğendiğim bir arayüz değil, hantal veya sorunlu olduğundan değil, çünkü benim Nova Launcher ile oluşturduğum arayüz çok daha iyi diye düşünüyorum.
Duvar kağıdını Walli adlı bir uygulamadan indirdim, ücretli ama harika duvar kağıtları var. Aşağıda müzikle oynayan çubuklar var, bunları Navbar yine ücretli bir uygulamayla ekledim, Spotifty gibi hizmetlerle, Poweramp gibi müzik oynatıcılarla çalışıyor. Aslında yapabildiği çok şey var, navigasyon çubuğunu batarya göstergesi yapıyor, farklı temalar oluşturabiliyorsunuz, çeşitli kenar süsleri giydirebiliyorsunuz çerçevelere gibi gibi.
Telefonun genel görünümü, mesela klasör şekilleri ve içindeki uygulamaların görünümleri, renkleri, sıralamaları, mesela menü çubuğunun üzerindeki hafif çizgileri ben ekledim, menünün sıralama düzeni ve aklınıza gelebilecek çoğu şeyi kendim özelleştirdim, çok daha fazlasını yapabiliyorsunuz yine.
Widget mesela, o da KWGT adlı yine ücretli bir uygulamayla yaptığım bir şey, bir şablon buldum, onun üzerinde kendi özelleştirmelerimi yaptım, baştan bile tasarlayabilirdim. Uzun lafın kısası, One UI hızlı, sorunsuz ama benim için fazla sade.   Android bir telefonunuz varsa özelleştirin, kullandığınız arayüzün bir eşi benzeri olmasın, yaşasın Android.

Öyle görünmese de stereo hoparlöre sahip bir telefon, AKG imzalı hoparlörler bunlar. Ahize tarafındakinin sesi nasıl kullanıcıya ulaşıyor gerçekten ben de bilmiyorum, elimle neresini kaparsam kapayayım sesini kesemedim. Endişelenenler için bir ahize olarak sorunsuz çalıştığını söyleyeyim, merak edecek bir şey yok.
Maksimum sesi gayet iyi, bol detaylı, dinamik aralığı da gayet iyi, tok seslere de güzel değiniyor ama %80 ses ayarından sonra derinlikleri azalıyor biraz. Tizler de çok tatlı bir dengede ama çevresel sesi aslında S10+’dan iyi değil, üstte bir hoparlör olsa da önü kapalı sonuçta, dolayısıyla sesin çevreselliği S10+’daki gibi canlı değil maalesef ve baslar S10+’da genel olarak bir tık daha iyi.
Çok değinilen bir detay değil, ahize hoparlörünün önü kapalı olduğu için telefonun arkasını titreştiriyor ama tahmin ettiğim gibi rahatsız edici değil. Özetle, Note 10+ aslında ülkemizde satılan amiral gemilerinin neredeyse hepsini ses anlamında cebinden çıkarır ama S10+ kadar iyi değil sadece.

4300mAh’lik ciddi kapasitede bir bataryası var ama telefon da küçük değil hani. Hücresel veri ki günde 300MB civarı tükettim bu telefonda ve otomatik ekran ışığıyla bol bol Whatsapp, günde 1-1.5 saat kadar Spotify, Instagram’ın keşfet kısmında ciddi zaman harcarım, Aliexpress, Gearbest gibi alışveriş uygulamarında gezerim, internette sörf, mail takibi, inceleme dolayısıyla bol bol fotoğraf ve video, gün içerisinde de toplam yarım saat kadar telefon görüşmesi derken böyle bir senaryoda telefon 6 saat civarı bir ekran süresi veriyor, günü çıkarmak için gayet yeterli, S10+’da 5.5 saat civarıydı.
25W’lık şarj adaptörü telefonu yaklaşık 1 saat 20 dakikada şarj edebiliyor, ben telefonu gece şarja bırakan biriyim ama hızlı şarj gerekince işinize yarıyor. 45W’lık adaptörünün kutudan çıkmaması Samsung’un daha önceleri “şu şu markalar telefon desteklemesine rağmen kutularına hızlı şarj adaptörü koymuyorlar” dediği markaların durumuna düşmesine sebep oldu bence. Peki lazım mı gerçekten, bence ekstra para vermeyin, bu adaptör de gayet hızlı.

Arkasında ters şarj var, başka bir telefon olur, saat olur mesela bu benim Samsung Galaxy Watch’ım, birkaç kez standını unuttuğum için telefonla şarj etmiştim saatimi. Kablosuz şarj destekli bir kulaklığım olsa onu da şarj eder, hatta kablosuz şarj destekli oyuncu faremi bile şarj eder, Qi standardı destekli her şey ama genel olarak kendi adaptörleri kadar hızlı olmasını beklemeyin, vurguluyorum, acil durum kurtarıcısı bu.

Ve S-Pen, kalem. Note telefonları bu güne kadar test haricinde aktif kullanmış biri değilim açıkçası çünkü kaleme ihtiyacım olmadı, S serisini tercih ettim ben. Note 10 serisinin kalemi aktif bir kalem, uzaktan yapılan hareketlerle farklı görevleri gerçekleştirebiliyor, hatta üçüncü parti uygulamalarda da bu hareketlerden faydalanabileceğiz.
Ben en çok kamerada kullandım, uzaktan fotoğraf, video çekimi ve kamera arasındaki geçişlerde kullandım, üzerindeki butona basılı tutarak hareketleri çok belirgin yapmanız lazım, yoksa geçeyim derken kayıt başlıyor, ufak bir kriz yaşatıyor. Note serisi bir telefonda elbette not alacaksınız, deneyim akıcı ve sorunsuz, bazı sektör ve meslekler için Note serisi telefonlar vazgeçilmez olabiliyor, benim böyle emlakçı ve muhasebeci birçok arkadaşım var.
Ben Pen-UP uygulamasıyla bir şeyler boyamayı, çizmeyi çok sevdim açıkçası, bir süreden sonra hevesim geçer belki ama bu kalemi gerçekten kullanabilenler inanılmaz çalışmalar yapmışlar, boyamalarda da aynı şekilde. Burada başkalarının çalışmalarını görebiliyorsunuz, kendi paylaşımlarınızı yapabiliyorsunuz, ben özetle gayet eğlendim. Akıllı seçimle GIF oluşturmak çok pratik, başka şeyler de yapabiliyor ama ben GIF için kullandım, telefonda böyle bir şey olmasa çok üşenirdim açıkçası ama olunca da baya faydalandım.
Ekran notu yine hem günlük olarak kullanabileceğiniz hem de iş için pratik bir şey. Canlı mesaj biraz hevesinizi alıp bırakabileceğiniz bir şey gibi geldi bana. AR karalama da aynı şekilde, çalışmasına güzel çalışıyor o konuda bir hiçbir sorun yok ama bence eğlence dışında hayatı kolaylaştıran bir yanı yok. İşinizi kolaylaştırabilecek, bu iyi olmuş dediğim şey aldığınız notları metine dökebilmesi oldu, el yazınız kötü olabilir ama biraz okunaklı yazarsanız iyi iş çıkarıyor.

3D tarayıcı açıkçası olmasaydı da olurdu bence, ne kadar iyi ışık veyahut ortam oluşturursam oluşturayım, telefon size şöyle şöyle bir ortam lazım diyor, elle tutulur bir sonuç alamadım, 3D sensör yerine nabız sensörü kalabilirdi aslında, ben kullanıyordum, 3.5mm jack, videoda profesyonel mod, nabız sensörü, neyi sevdiysem elimden alındı.

802.11ax standardında bir modülü var, Wi-Fi 6 olarak da geçiyor bu standart, 2.4GHz ve 5GHz bantlarında sorunsuz. Yine 802.11ax destekli kaynaklarla bu standardın nimetlerinden faydalanabiliyorsunuz. Bluetooth 5.0 ile geçiyor, çift kaynağa ses çıkışı verebiliyorsunuz, mesela iki kulaklığa birden bağlayabilirsiniz. GPS sorunsuz çalışıyor, uydu bulmada yeterince atik.
Samsung Galaxy Note 10+. Bu videonun çekildiği tarih itibarıyla 11 bin TL civarında bir fiyatı var, videoyu izlediğiniz sırada güncel fiyatını kendiniz kontrol edin tabii. Note 9’a kıyasla daha hafif, daha ince kasa, daha iyi ve büyük ekran, çok daha iyi ekran kasa oranı, daha iyi CPU ve GPU, daha fazla RAM ve depolama, daha yetenekli kalem, üzerine geliştirme göremediğimiz tek şey 3.5mm jack, çünkü artık o gitti, o yok. Note 9’un fiyatı 7-8 bin lira civarı, Note serisine bağlılığınızı özellikle kalem oluşturuyorsa Note 9 da bence hala unutulmamalı, yenisi çıkınca eskisinin fişi çekilmiyor arkadaşlar.
Note 10, yani küçüğünün fiyatını Plus olana göre dengesiz buldum, aradaki fark çok az, küçük Note isteyenler için elbette bir seçenek, bu güzel bir şey ama özelliklerde de bazı farklar olduğu için fiyatı daha düşük olmalıydı, şu anki fiyat farkı “Madem öyle Note 10 Plus” dedirttiriyor. Özetle, Samsung Galaxy Note 10+ her şeyde değil ama genel olarak çok iyi bir telefon, Android tarafındaki en iyi telefonlardan biri.
Yeni Haber
şimdi
Geri Bildirim