Anlık Bildirim
Sıradaki Video

Samsung Galaxy S7 Edge hâlâ alınır mı?

Bu videoda 2 yıldır kullandığım günlük telefonum Samsung Galaxy S7 Edge'in tasarımına göz atıyoruz, donanımsal detaylarına iniyor, kamera paketini sınıyor ve günümüz durumunu değerlendiriyoruz.
Samsung Galaxy S7 Edge. Elimde bir tomar parayla, hevesle ilk defa ön sipariş geçtiğim telefon. Bir tomar dediğimde 2016’nın bir tomarı, 3300TL, doların da daha 3TL civarlarında gezdiği zamanlar. Velhasılıkelam, 2 yıldır günlük telefonum olarak kullanıyorum, kendi videolarımda da bol bol görmüşsünüzdür zaten. Bu videoda da S7 Edge’deki çok uzun kullanım deneyimlerimi aktaracağım sizlere, en önemlisi de S8, Note 8 ve S9 olsun, rakip amiral gemileri arasında olsun hala alınası bir telefon olup olmadığına bakacağız dostlar.

Önce kutusu. Siyah, gösteriş meraklısı olmayan bir kutu, temel bazı özellikleri yazılı üzerinde. Telefonun kendisi, 9V 1.67A verebilen Adaptive Fast Charge şarj adaptörü, 1 metrelik esnek bir kablo ki 2 yılda bu hale gelmesi doğal onu söyleyeyim, Micro-USB’den Tip A’ya dönüştürücü ve alışılageldik dökümantasyonlar çıkıyor.

Siyah, mavi, altın ve gümüş renk seçenekleri var, tamam hepsi güzel, yakışıyorlar ama gümüş rengi bana mı öyle geliyor bilmiyorum, siyah en düzü, gümüş full+full’ü gibi duruyor, zevkler renkler farklı, düşüncelerinizi yorumlarda bekliyorum.
Eni boyu, tek elle kullanmaya gayet müsait, %76.1 ekran kasa oranı da %83’ü aşan uçtan uca ekranlılar kadar değil ama çerçeve kavislerden dolayı sıfır olunca harika görünüyor. Ne yalan söyleyeyim, S6 Edge ile kavisli telefonlara tav olmuştum, S7 Edge’de kamera çıkıntısı neredeyse gitti, cam-metal harmonisi geliştirildi, eldeki ergomisi arttırıldı derken daha rafine bir hal aldı.
Kavisli ekranlarda görüntünün telefonun arkasından geliyormuş ilüzyonunu çok hoş buluyorum, kavisten mütevellit renk sapması dikkate alınmayacak kadar az bu arada.

Cam-metal sandviç gövdede köşeler, önden arkaya, her yer kavisli, eli kesen veya tutunabileceği bir çıkıntı yok ama avucunuza oturan bir yapısı var, kayacak gidecek gibi tedirgin etmiyor. Genel malzeme kalitesini özetlersem amiral gemisiyim diyor açık açık.

Tabir hoşunuza gitmiyor belki ama premium havasını, en önemlisi de elinize aldığınızda o hissiyatı yaşatıyor.
Önü arkası Corning Gorilla Glass 4 ile kaplı, telefonu 1-2 ay kılıfsız kullandım, alüminyum çerçevede bir zaiyat var sadece.
Ekranda hiç jelatin kullanmadım, kılcal çizikler vardır mutlaka ama görebildiğim bir çizik, hasar oluşmadı. Güncel amiral gemileri gibi IP68 sertifikalı, 1.5 metre 30 dakikaya kadar sıvı ve toza dayanıklı. Eğri oturalım düz konuşalım gidip telefonumu özellikle suya, havuza sokmadım ama yoğun yağmurda sırıl sıklam kullandım, bir defa da üzerine çay dökmüşlüğüm var, hoparlör ızgarasına kadar ulaştı çay ama telefona bir şey olmadı.

Üst barda özçekim kamerası, metal ızgaralı ahize, yakınlık sensörü ve çok renkli bildirim LED’i var. Altta aydınlatmalı kapasitif butonlar, alanları ve hassasiyetleri sorunsuz, ayrıca hem anasayfa butonu hem de parmak izi okuyucusu görevi gören bir buton var. O siyahlıklar keşke kir olsaydı, değil, hafiften soyuldu içteki kenarları, elinizdeki kire, tere göre yıpranma payı değişir tabii. Çalışmasına gayet hızlı çalışıyor, tekrarlatmıyor, güncel amiral gemilerinden bir farkı yok, hatta bazılarından iyi bile.

Sol yukarıda ses ayarı, sağda da başparmak hizasında açma kapama butonu var. Çıkıntıları ne az ne fazla, geri dönütü gayet iyi ve sessizler ama ses ayarlarının yerine alışmak lazım, ben orta parmakla erişiyorum, öyle zor değil, sadece alışması vakit alıyor, e tabii sağda olsalar daha iyi olurdu.

Üstünde Nano SIM ve hafıza kartı girişi, altında hoparlör, USB 2.0 standardında Micro USB ve 3.5mm jack girişi var, Samsung S8’de de S9’da da 3.5mm jack’ı korumaya devam ediyor, umarım böyle de devam eder, ses çıkışı, jack konusu bende telefon belirleyen bir şey.

Arka kamera çok hafif çıkıntılı, S6’da 1.7mm idi, göze batıyordu, S7’de 0.8, S8’de de 0.2mm’ye kadar indi, S7’de çıkıntı mevzusu halledildi aslında. Ortada olduğu için masada yalpalamıyor, bir grup halinde de beyaz LED flaş ve nabız sensörünü görüyoruz. IMEI’si ve Samsung Türkiye garantili olduğu camın arkasına işlenmiş, bunlar da Samsung yazısı da tasarımın bir parçası gibi görünüyor ve gümüş rengi gerçekten bir farklı.

5.5 inç 16:9 formatında 2K, 2560x1440 çözünürlüğündeki AMOLED ekranda 534PPI piksel yoğunluğuyla her şey olabildiğince net. Renkler capcanlı, siyahlar kömür karası, beyazlar tamam, ilk aldığımda böyle sarımtırak değildi ama bu OLED’in kaderi, Samsung’a özel bir şey değil. Tek başına alışıyor göz, ben yeni bir ekranla yan yana koyunca farkı görüyorum, diğer renkleri gözle görülür derecede etkileyen bir şey değil zaten. 18:9 ekranların aksine video içerikleri kırpmadan, zevkle izleyebiliyorsunuz, az anime izleyip manga okumadım bu ekranda.

Maksimum ışığı gayet iyi, 550 nit civarı, güneş altında sorunsuz, yansımayla bir derdi yok. İstediğiniz açıdan bakın, renkler milim sapmıyor. Samsung harici OLED panellerde bakış açıları tekrar dert olmuş durumdayken Samsung’un 2 yıl önceki panelindeki başarımı bu, söyleyecek bir şey yok. Ekranda yanmanın y’si yok, ben otomatik ışıkla ekranı normal bir kullanıcı olarak yakamadım en azından ama mağazalardaki telefonlar ne o zaman diyeceksiniz, sabit, değişmeyen bir ekranda bir gün, bir mesai tüketiyorsanız olur tabii, OLED yanar.

Gear VR, AMOLED’in elmas piksel dizilimi dolayısıyla LCD kadar net değil ama kendinizi kaptırabileceğiniz, kaptırdığınız için piksellere hiç mi hiç takılmadığınız hayli keyif alabileceğiniz içerikler var. Beni yormadı, gözlerimi ağrıtmadı, mide bulantısı da yapmadı, bünyeden bünyeye değişir elbette. Ben fiyatı dibi görünce almıştım ama daha önce alabilirmişim, bunu dedirtti.

HDR yok, DCI-P3 renk gamutu da yok özellik listesinde ama gerçekten bunlardan faydalanıyor muyuz arkadaşlar? Netflix’te hakkını verir HDR film izliyor muyuz veyahut DCI-P3 renk gamutunun nimetlerinden faydalanabilecek video içerikler tüketiyor muyuz, elimizde zaten harika ekranlar tutarken bunlara ihtiyacımız var mı diye kendimize sorup öyle karar vermek gerek.

Ekrana 14nm FinFet mimarili 64-bit Exynos 8890 güç veriyor. Big.LITTLE kurulumunda 4+4, toplam 8 çekirdek var. Performans odaklı, Nöral Dallanma sistemiyle özelleştirilmiş 4 Exynos M1 ve 4 Cortex A53 çekirdeği tam yük altında 1.56-1.58GHz civarında çalışıyor, 8 çekirdeği sekizi de aktif kalıyorr. Grafik tarafında Mali T880’in 12 çekirdekli sürümü 650MHz’e kadar çıkabiliyor. CAT 9 modemi 450Mbit indirme ve 50Mbit yükleme hızı destekli, ülkemizdeki 4.5G potansiyeli için ideal.

Real Racing 3, Modern Combat 5, Nova, mobil taraftaki en ağır ne oyun varsa akıcı bir şekilde oynatıyor. 10nm mimarili Snapdragon 835/845 veyahut Exynos 9810 ile sentetik testlerde yan yana koyunca tam yükteki performans, maksimum performansı ne kadar sürdürebildikleri ve alınan skorlar arasında hatrı sayılır farklar oluşuyor.
Lakin şunu da belirtmek lazım, S7 Edge 2 yaşına basmış bir telefon. S7 Edge takılıyor mu çakılıyor mu oyunlarda, hayır arkadaşlar, yine keyifle, akıcı bir şekilde oynayabiliyorsunuz oyunlarınızı, abileri 60 kare/saniye akıcılığa daha yakınlar elbette.

4GB RAM ve 32GB dahili depolamalı telefona 256GB’a kadar Micro SD kart takabiliyorsunuz. 32GB da bence artık pek yeterli değil ama fotoğrafları, videoları hafıza kartına yönlendirince en azından bende sorun olmadı.

12MP çözünürlüğündeki arka kamera F/1.7 diyaframlı. 1 / 2.5 inç boyutundaki sensör 1.4 mikron boyutunda piksellere sahip. S8 ve S9’da da aynı kurulum var, düşük ışıkta daha başarılı F/1.5 diyaframlı S9+ çıkana kadar liderdi. S8, S9, Note 8 ana kameralarının altyapıları çözünürlük, sensör ve piksel boyutları derken hemen hemen aynı, ISP yani imaj sensörleri zamanla gelişti tabii.
Dual Piksel ile odaklama hızı baştan söyleyeyim yine rakipsiz, üç yönlü OIS, optik imaj sabitleme de hâlâ tepeye oynuyor. S7 Edge’de hem Sony IMX260 hem de Samsung’un kendi ISOCELL S5K2L1 adlı bir sensörü kullanıldı. Bana ISOCELL’lisi çıktı, performansları kafa kafaya sensörler bunlar, farklı alanlarda da birbirlerinden çok ufak farklarla iyiler, artık şansınıza hangisi çıkarsa. 

Ön kamerası 5MP çözünürlüğünde, yine F/1.7 diyaframlı. 1/4.1 inç sensör ve 1.34 mikron piksellere sahip. Arka kamera 4K 30, FHD 60, 720P 240 kare/saniye, ön kamera ise pek bahsedilmiyor ama 2K 30 kare/saniye video çekebilen bir kamera.

Ana sayfa butonuna çift basarak da açabiliyorsunuz kamerayı, pratik ve hızlı açılıyor. Kullanması kolay, modları yeterli, filtreleriyle de lazımlı her şey var. Ön ve arka kamera için detaylı çözünürlük ayarı, RAW fotoğraf seçeneği ve odak takip etme gibi belli başlı şeyler var menüde.
Dual Pixel odaklama rakipsiz, iPhone X, Mate 10 Pro, LG V30+ gibi güncel telefonlar da aşıp geçtiği telefonlar hani, tek rakibi yine Dual Pixel’li kameralar. Her şey anlık, odaklama için bekleme diye bir şey yok. Normal sensörlerde piksellerin sadece %5-10’u odak bilgisi verir, Dual Pixel’li kameralarda piksellerin hepsi odak bilgisi veriyor, pratikteki yansıması her şey şipşak, çekim hızı da çok iyi.
12MP’nin hakkını verir netlikte çektikleri, F/1.7 diyaframla ISO’ya bel bağlamadan sosyal medya paylaşmalık çok iyi fotoğraflar çekiyor, 100GB’dan fazla fotoğraf ve video çekmişimdir, bir defa da dönüp ya ışık dengesi, renk dengesi daha iyi olsaydı, şu olsaydı bu olsaydı dedirtmedi, açık ve net.
Az ışıklı veyahut karanlık ortamlarda da büyük piksellerin meyvesini yiyor, hele bir de profesyonel moda alırsanız demeyin keyfinize, OIS’de en iyi OIS’lerden biri olduğu için düşük enstantane ile telefonu sabitlemeden harika şeyler çektim bu zamana kadar, sosyal medya hesaplarımdan da takip edebilirsiniz aslında. Elime geçince son nesil S9+ ile de karşılaştırdım, ışıklı ya da  ışığın azaldığı ortamlarda S9+’ın daha fazla detay koruyabildiğini gördüm, dokularda daha başarılı, noise’u daha az, daha temiz fotoğraflar çekebiliyor.
Çok büyük farklar mı, bence değil, gördüğünüz üzere fotoğraflara yaklaşınca ortaya çıkıyor farklar. Video tarafı da harika, netlik, renk, ışık kusursuz, video tarafında bir tek iPhone X’un ardında kalır diyebilirim genel olarak. Gece, ürkütmemek için dijital zum ile çektiğim bu peygamber devesi, Pro modda 50 ISO ile çekildi. Kısa ve öz, vay be, bir telefon kamerasında bu kadar olur zaten. Aydınlık ortamlarda haliyle yine çok iyi. Vlog kamerası olarak da kullandım, iyi bir DSLR değil tabii ama özellikle de odaklama hızının katkısıyla orta halli bir DSLR civarında keyifle kullanılır, kaydettiği ses de Vlog olayına meraklıları doyurur.

Özçekim kamerası iyi aslında ama yenil nesilde 8, hatta 13MP kameraları görür olduk. Netlik anlamında karşılaştırınca S9+ çok ufak, detaya girilince fark edilecek düzeyde önde. S7 Edge bokeh efektli fotoğraflar çekemiyor tabii. Zamana yenik düşse de gayet paylaşılası sonuçlar alırsınız, netlik, ışık, renk ve dinamik aralıkta müteessir olunacak bir şey yok. Video tarafında Vlog da çektim demiştim, sabit odaklı bir kamera lakin 2K video çekebilmesi çok üzerine durulmayan bir konu olsa da büyük nimet, keyifle kullandım.

S7, S8, hatta S9 ISP’leri ve başarımlarındaki bazı farklar hariç hemen hemen aynı sonuçları veriyorlar, Note 8 telefoto lensiyle bokeh ve S9+’da ayarlanabilir diyaframıyla daha yeni yeni farklılaştı diyebiliriz. Uzun lafın kısası, S7 Edge’in arka kamerasından güncel amiral gemilerindeki bokeh efekti hariç beklediğinizi bulursunuz, sadece ön kamerası çözünürlüğü itibarıyla o kadar rekabetçi değil, sosyal medyada yine güzel sonuçlar alırsınız.

Android 6.0 ile geldi, Android 7.0 güncellemesi aldı, arada 200-300MB’lık ara güncellemeler, güvenlik güncellemeleri alıyor sürekli, 8.0 da son olur diye tahmin ediyorum S7 ve S7 Edge için. TouchWiz arayüzüne hiç girmeyeceğim, en fazla 1 ay kullandım sayılır, kullandığım süre boyunca sorun yaşadım mı, hayır ufak tefek pürüzler olsa da genel olarak sorunsuzdu.
Peki ne kullanıyorum, Nova Launcher. Özelleştirme yetenekleriyle Android’deki tek tercihim, telefon durmadı, yavaşlamadı, her şeyi seri ve başında bekletmiyor, en son 1 yıl önce 7.0’a geçerken sıfırlamıştım telefonu. Edge ekranını aktif kullanıyorum, Samsung’un en güzel özelleştirmesi, çok pratik. Tek el modu, hızlı arama, çoklu pencere, ekran görüntüsü alma şekli de harika ve teklemiyor, boş şeyler yok kısacası. Telefonu yavaşlatmak için depolamayı sonuna kadar tüketmek gerek, öbür türlü telefonum 2 yıldır yavaşlamadı arkadaşlar.

Mono hoparlörün maksimum sesi orta iyi arası bir yerde, detay ayrımı, bas-tiz ayrımı o kadar başarılı değil ama tok seslere değiniyor, sıcak bir profili var genel olarak, bir şeyler dinlenir.  S8’de de farklı bir durum yoktu, S9’da stereo hoparlör kurulumuyla sonunda değişti bu durum. Kulaklık girişinde dinamik aralık başarımı, maksimum sesi, Xiaomi Mi Pro HD gibi doyurması zor bir kulaklığı da doyuruyor, benim gibi bir müzikseveri memnun ediyor açıkçası.

7.7mm’de 3600mAh batarya. Güncel amiral gemilerinde bu kadar büyük batarya nadir bir şey artık, yongaların enerji verimlilikleri de arttı gerçi. Günün büyük çoğunluğunda hücresel veri olmak üzere otomatik ekran ışığıyla internette sörf, Whatsapp, Spotify, bol bol fotoğraf ve video derken telefonu ilk aldığımda 5.5 saatin üzerinde ekran süresi görüyordum, şimdi 4.5-5 saat civarı, yine günü oyundan vs.’den kısmadan tamamlayabiliyorum.
Merak edenler için, Battery Pack diye geçenler powerbank’ler var bende, navigasyon kullanacağım zamanlar kullandım özellikle, 6 ay kadar da kablosuz şarj standını kullandım, telefonun bataryası 1000 döngü civarını görmüştür. Merak edenler için, Quick Charge 2.0 ile tam şarjı 1 saat 40 dakika sürüyor, kapasitesine göre iyi bir süre.

802.11ac standardındaki Wi-Fi modülü 2.4GHz ve 5GHz bandında yayınlara bağlanabiliyor. 2 sene boyunca farklı farklı modem/router’lar kullandım, menzilde, bağlanmada veya stabilitede sorun yaşamadım. Bluetooth 4.2 ile geldiğini ve GPS’te de aksi bir şey olmadığını ekleyeyim. Akıllı saat olarak Gear S2 Classic kullanıyorum, gayet güzel bir ikililer. Ses tarafında da Sony WF1000X ve Plantronics Backbeat 500 kullanıyorum, olması gerektiği gibi çalışıyorlar.

Samsung Galaxy S7 Edge. Finalde fiyatından başlayalım, Türkiye garantisiyle fiyatı 2800 lira civarlarında, bu civarlarda artık büyük isimlerde amiral gemisi bulmayı geçtim, orta seviye telefonları var anca, nereye gidiyoruz bilmiyorum ama durum bu. Türkiye garantili, HTC U11, LG G6, V20, Huawei P10, Apple tarafında iPhone 7, tasarımı, kamerası, bataryası, benzer fiyatlı bu telefonlardan genel olarak daha iyi bir telefon S7 Edge.
OnePlus 5T, Xiaomi Mi Mix, çok daha ucuza Mi 6 var mesela ama ben paralel ithalat garantisiyle güzel şeyler yaşamadım, bu konuda neler düşünüyorsunuz yorumlarda görmek isterim arkadaşlar.
Özetleyecek olursak, net bir şekilde Samsung Galaxy S7 Edge hâlâ alınır, güncel amiral gemileri gibi de keyif verir dostlar. 18:9 uçtan uca ekranı yok, vurguluyorum kağıt üstü sentetik testlerde performansı Snapdragon 835/845 veya Exynos 9810 gibi değil, ön kamerası da başarılı ama tepe modeller kadar iyi değil lakin bu birkaç şey haricinde hoş ve ergonomik tasarımı, daha alışık olduğumuz 16:9 yine hayli iyi ekranı, güncel amiral gemileri seviyesinde arka kamerası, güçlü bataryası, şimdi en önemli detaya geldik, güncel amiral gemilerine kıyasla yarı yarıya fiyatla birleşince hem ciddi mücadeleci hem de F/P oranı hayli yüksek bir telefon halini aldı S7 Edge.
Yeni Haber
şimdi
Geri Bildirim