- Bu alanda dünyada ilklerdeniz
- DNA'dan fenotip belirlenebilecek
- Bir yıl sonra ülkemizde kullanılmaya başlanacak
- Yorumlar
Robot resimler görgü tanıklarının beyanlarından yola çıkarak oluşturuldukları için bazen yanıltıcı bilgiler içerebiliyorlar ve çoğu zaman %100 başarılı sonuçlar vermiyorlar. Üstelik herhangi bir görgü tanığının olmadığı vakalarda bu metodun hiçbir geçerliliği de kalmıyor. Araştırmacılar bu durumu üstesinden gelmek için robot resimden çok daha başarılı sonuçlar veren yepyeni bir metod geliştirdiler. "moleküler resim" adı verilen metod sayesinde failin olay yerinde bıraktığı DNA örneği incelenerek şüphelinin genotipi kullanılarak fenotipi ortaya çıkartılabiliyor.
Amerika ve Hollanda gibi gelişmiş ülkelerde hali hazırda kullanılmakta olan bu metodun ülkemizde kullanılması için de çalışmalar başlamış durumda.
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Adli Tıp Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Faruk Aşıcıoğlu ile Dr. Öğretim Üyesi Gönül Filoğlu ve Dr. Öğretim Üyesi Özlem Bülbül tarafından moleküler resimle failin belirlenmesi amacıyla "Göz ve saç rengini belirleyen SNP panelinin optimizasyonu ve validasyonu" adıyla bir proje yürütülüyor.
Bu alanda dünyada ilklerdeniz
İstanbul Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi (BAP) tarafından desteklenen proje, Filoğlu ve Bülbül'ün enstitüde 2010'dan beri sürdürdüğü çalışmalarının önemli bir aşaması olacak. Dünyadaki öncü laboratuvarlarla neredeyse eş zamanlı olarak çalışmalarına başlayan enstitünün bu projesi tamamlandığında, failin dış görünüşü belli oranda tespit edilebilecek.
Bir yıldır devam eden projenin ilk örneklerinde yüzde 90'lara varan oranlarda başarı sağlandı. Proje tamamlandığında failin tespiti için sadece Amerika ile birkaç Avrupa Birliği ülkesinde uygulanabilen moleküler resim, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Adli Tıp Enstitüsü'nde de yapılabilecek.
DNA'dan fenotip belirlenebilecek
Proje hakkında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Adli Tıp Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Faruk Aşıcıoğlu, şimdilik saç, göz ve cilt rengini ve hatta ileride yüzde çil olup olmadığını dahi söyleyebilecek duruma gelecek genetik çalışmalar yapıldığını söyledi.
Kimliği bilinmeyen tükürük, kan lekesi, parmak ile dokunma ya da vücudun herhangi bir cilt kısmının temasıyla geçen biyolojik örneğin, şu anda ancak şüpheliler varsa karşılaştırılabildiğini belirten Aşıcıoğlu, şöyle devam etti:
"Olay yerinde bir insanı öldürmüş, çıkarken kapıya dokunmuş, deri hücresi ya da kanayan bir yerinden kan lekesi bırakmış. Eğer güvenlik kamerası kayıtlarında veya tanık ifadelerinde böyle bir şüpheli ortaya konulamıyorsa bu kişinin kan lekesinden DNA elde etseniz bile hiçbir işe yaramıyor. Çünkü karşılaştırılacak kişi yok. Ülkemizde DNA veri tabanı da olmadığı için potansiyel şüphelilerle de karşılaştırılamıyor. Bu durumda tek yapılacak şey, kişinin bıraktığı DNA'dan yola çıkarak gen özellikleri tarafından belirlenen fiziksel özelliklerine, yani fenotipine bakmak".
Bir yıl sonra ülkemizde kullanılmaya başlanacak
Bu yöntemle şimdiye kadar yaklaşık 70 örneğin çalışıldığını ve başarı yüzdesinin uluslararası erişilen düzeyin üzerinde olduğunu belirten Aşıcıoğlu, DNA'ya göre çizilen moleküler resim uygulamasının şimdilik Amerika ve Hollanda ile birkaç gelişmiş Avrupa Birliği ülkesinde olduğu bilgisini verdi.
Robot resmin, hafızada kalanın bazen yanlış aktarılması nedeniyle çok olumsuz sonuçlar da doğurabildiğini, yanlış tariflerle suçsuz yere tutuklamaların olabileceğini ifade eden Aşıcıoğlu, "Bizim oturtacağımız metot, kesinlikle bilimsel verilere dayanan, kesin verilerdir." dedi. Aşıcıoğlu, projenin bir yıl sonra tamamlanmasının ardından Türkiye'nin moleküler resim uygulamasını kullanabileceğini kaydetti.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
ah dronlara karşı da bir akkor güncellemesi olsaydı tadınadan yenmezdi o zaman.
Ozaman 2025 yılında Türkiye olmayacak ?