- "Abu Dabi dünya turunun son durağı, ancak projenin değil"
- Boeing 747'den daha büyük kanatlara sahip
- Yorumlar
Yalnızca güneş enerjisinden faydalanarak dünya etrafında tam bir tur atmayı hedefleyen Solar Impulse 2'nin tarihi dünya turunda artık son etaba girildi. Geçtiğimiz ay Atlas Okyanusu'nu geçerek önemli bir ilk imza atan güneş enerjili uçak 24 Temmuz itibariyle son yolculuğuna başladı.
Dünya turuna 2015'in Mart ayında başlayan Solar Impulse 2, şu sıralarda yolculuğuna başladığı yer olan Abu Dabi'ye doğru İsviçreli pilot Bertrand Piccard'ın kontrolünde uçmaya devam ediyor. Turun son etabı için Kahire'den havalanan uçak 26-27 Temmuz gibi Abu Dabi'ye varacak ve böylece tarihi yolculuğunun sonuna gelmiş olacak.
"Abu Dabi dünya turunun son durağı, ancak projenin değil"
10 yılı aşkın süredir Solar Impulse projesi üzerinde çalışan İsviçreli pilot ikilisi Bertrand Piccard ve Andre Borschberg tüm bu yolculuk boyunca uçağı değişmeli olarak kullandılar. Solar Impulse projesiyle beraber tüm dünyaya temiz enerji ve temiz teknolojiyi tanıtmayı amaçladıklarını belirten Piccard, kalkış öncesinde verdiği röportajlarda"Abu Dabi dünya turumuz için son durak anlamına geliyor ancak projenin son durağı değil." ifadelerini kullandı.
Solar Impulse 2'nin bir önceki yolculuğu İspanyol şehri Seville ile Kahire arasındaydı. 11-13 Temmuz günleri arasında 3745 kilometrelik mesafeyi geride bırakarak Kahire'ye ulaşan uçak ortalama 76.7 kilometrelik hızla hareket etmişti.
Uçağın Kahire'den kalktığı anlar:
Boeing 747'den daha büyük kanatlara sahip
Önceki versiyonuna göre çok daha büyük boyutlarda dizayn edilen Solar Impulse 2 tam 72 metre genişliğinde kanatlara sahip. Kanatlarındaki toplam 269.5 metrekarelik fotovoltaik güneş hücreleriyle büyük boyutlarını avantaja çeviren uçakta dört farklı 41kWh'lık lityum iyon pil bulunuyor. Gündüz saatlerinde güneşten elde ettiği enerjiyle uçağa güç sağlayan fotovoltaik hücreler aynı zamanda gece saatleri için de bataryalara enerji depoluyor.Solar Impulse 2'yi kullanan iki pilot bulunsa da şu an için güç problemleri nedeniyle bu pilotlardan yalnızca birisi uçağın kokpitinde yer alabiliyor. Yolculuğun Atlas Okyanusu ve Kahire-Abu Dabi ayağında görev alan Bertrand Piccard ve diğer pilot André Borschberg uçağı değişmeli olarak kullanmaya devam ediyorlar. Atlantik'teki yolculuk Piccard'ın en uzun yolculuğu olsa da André Borschberg tam 117 saat 52 dakika süren 8924km'lik Nagoya-Hawaii yolculuğuyla en uzun süre uçuş yapan isim konumda bulunuyor.
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
ah dronlara karşı da bir akkor güncellemesi olsaydı tadınadan yenmezdi o zaman.
Ozaman 2025 yılında Türkiye olmayacak ?