
Elektronik denildiğinde akla gelen ilk firmalardan Sony, IFA 2011 fuarına 1 gün kala düzenlediği etkinlikte merakla beklenen tabletleri Tablet S (S1) ile Tablet P (S2) üzerindeki örtüyü tamamen kaldırdı.
Nvidia'nın Tegra 2 platformundan güç alan tabletlerden 10 inçlik Tablet S, 479 Avro'luk satış fiyatıyla Eylül ayı içerisinde; çift ekranlı Tablet P ise 599 Avro'luk fiyatıyla Kasım ayında raflardaki yerini alacak. Başta hangi ülkelerde satışa sunulacağı şimdilik açıklanmayan her iki tablette Sony'nin çeşitli teknolojileri ve servislerle donatılmış durumda;
- İnternet sitelerinin bilgilerini daha verimli şekilde alarak daha hızlı internet deneyimi sunan Quick View
- Sony'nin çeşitli teknolojilerinin bir araya gelmesiyle daha hassas ve akıcı dokunmatik ekran
- LCD ile ekran arasında kırılan ışığın kontrolü ile güneş ışığı ya da iç ortam ışıklarının yansımasını ve parlamasını azaltarak, gerek iç gerekse de dış ortamda daha yüksek kontrastlı görünürlük sunan, TruBlack™ teknolojisi
- Orijinal PlayStation oyunlarının da aralarında bulunduğu oyunları çalıştırabileceğini gösteren PlayStation® sertifikası
- Ekim sonunda İngiltere'de ve ilerleyen dönemde sırasıyla Almanya, Fransa ve İtalya'da hizmete girecek olan elektronik kitap mağazası Reader™ Store
- Kullanıcılara fotoğraflarını ve videolarını paylaşma imkanı sunan Personal Space™ bulut servisi
- Cihazlarla birlikte kısıtlı sayıdaki içerik (film ve TV yayınları) ile hizmete girecek olan Video Unlimited ve Ekim ayında, 10 milyonu aşkın şarkıyla hizmete sunulacak olan Music Unlimited
Sadece Wi-Fi'lı modelleri Android 3.1 ile gelen ancak Android 3.2'ye güncellenecek olan tabletlerin teknik özellikleri şöyle;

Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:


-şu ana kadar şikayeti görülmemiş ve görüntü gecikmesi yaşatmayan tek HDMI çıkışı
-32 gb hafıza nın yanına 32 gb a kadar daha sd kart takılabilmesi
-fastboot fonksiyonu ile tuğla olması imkansız olan tek cihaz
-2 saatte tam şarj
-en iyi pasif soğutma sayesinde 1.7 ghz de bile hiç bir sıkıntı olmadan çalışması, üstelik ekran kartı da %25 OC ile eşlik ederken
-kablo taşıma sıkıntısı var ancak 3 farklı girişin olması 3 farklı şey için aynı anda kullanılabilir olması demektir.. yani harici hard diskinizi micro usb den bağlayıp, hdmi ile hard diskinizdeki filmi dev ekranda 1080p de izlerken cihazınızı şarj edebilirsiniz..
-micro usb üzerinden bütün usb cihazlara 5V 2A e kadar güç verebilmesi, yani çalıştıramayı "self-powered/güç kaynaksız " usb cihazı yok
yani ekranı, ağırlığı sorun etmiyorsanız, kitap okuyor ve web de sık sık geziyorsanız, okulunuzun yüksek güvenlikli sayfalarını açmak istiyorsanız ya da 1080 videoları OC lu işlemcinizle açıp, sorunsuzca oynatmak istiyorsanız, cihazınızı bir play station şekilde her çıkışı bir kabloya bağlı halde kullanmayı istiyorsanız cihazınız bu.. en avantajlı depolama ve en avantajlı kablo çıkışları için xoom..
galaxy tab ın en güzel yanları
-ekran
-touchwiz, telefonlarda ilk başta kimse tarafından beğenilmemişti ancak tablette çok kullanışlı ve güzel olmuş.. her ne kadar FPS değeri 24 e sabit lendiği için çok hızlı animasyonlarda insan gözü için çok akıcı kabul edilemese bile oldukça kullanışlı bir kullanıcı arayüzü var..
- xoom dan ve ipad den sonra muazzam hafif ve ince hissettiriyor.. hissettiriyor dememin en büyük sebebi de bence herkesin beğenmediği ancak benim gerekli ve mantıklı bulduğum samsungun plastik kasa seçimi.. elinize aldığınız zaman alüminyuma göre daha dokunulası bir his veriyor..
- süper sterio hopörlörleri var, ben samsung olsam apple ın davasına karşı ilk bunu sunardım çürütücü delil olarak.. bu kadar başarılı konumlandırılmış hopörlörlerin patentini almalı samsung :)
-kutusundan gayet güzel bir kulak içi kulaklık çıkıyor.. benim gibi paranızın son kuruşlarını, babanızın da yardımıyla bir araya getirip aldıysanız içnden kulaklık çıkması büyük nimet
- şarj aleti oldukça küçük, taşıması çok kolay..
- ekranın renk tonu, kullanım amacı seçilerek ayarlanılabiliyor.. bu, tabletlerde bir ilk.. samsung amoled ekranlı cep telefonlarında gelen şikayetleri iyi dinlemiş ve ders almış gibi görünüyor..
-tablet dünyasındaki "bence" kullanımı en rahat ofis yazılımı olan polaris office ile geliyor..
yani benim gibi, 3-4 oyun, bol bol web ve belge, ofis ile uğraşıyorsanız ve 1 tane 500 gb lık harici ile gezmek kafi diyorsanız, HDMI la işiniz yoksa (günün birinde kazancım artar ve tv lere olan antipatim değişirse bu fikrim değişebilir), laptop unuzu taşımaktan sıkıldıysanız, OC ve yazılım geliştirmekten çocuksuz bir zevk alıyorsanız ve en önemlisi fotolarınızı açıp açıp seyreden birisiyseniz Gtab10.1 derim..
gelelim ipad e ;
-her ne kadar apple, arayüzün kullanıcıyı ulaşması gereken yere en kısa yoldan ulaştırması ve sonra aradan çekilmesi gereken bir şey olduğunu söylese de apple ın arayüzü kısayollar konusunda android in çok gerisinde ancak akıcılık konusunda ise sabitlenmiş 60 fps lik görünüsü ile çok daha başarılı (24 nerdeee, 60 nerde gerçekten, androide kızmamak elde değil)
-apple, daha düşük ve tek yollu ram kullandığı için çipsetinde işlemcinin, ekran kartınının gücü yetmediği durumlarda harici bir ekran kartı gibi devreye girmesi mümkün değil.. apple bu durumda masraftan kaçınmamış ve 2 ekran kartı birden koymuş.. bu, düşük voltaj noktalarında gezinildiğinde daha tasarruflu, ihtiyaç halinde de daha hızlı bir görsel deneyim sunuyor.. ne yazık ki nvidia platformunda işlemcinin ekran kartına yardım etme ve ram i sıra beklemeden paylaşma yeteneği olmasına rağmen google henüz honeycomb un açık kaynak kodlarını vermediği ve nvidia da daha sürücülerini yayınlamadığı için biz bu performanstan bekleneni alamıyoruz.. hepsini geçtim adam gibi 1080p video bile işleyemiyoruz şimdilik (devepolerlar sağolsun, çözümümüz var ama kutudan bu özellik hazır çıksa daha iyi olurdu sanki)
-appstore, diyecek bir şey yok zaten.. adamlar ilk ipad çıkmadan 6 ay önce kendi marketlerinde çalışmalara başlamışlardı..
-tek sürüm yazılım olması, her ne kadar aslında tek sürüm olmasa da, bir çok insan jailbreak yüzünden en son yazılımı aynı anda takip etmese de çok fazla işletim sisteminin aynı anda aktif olmaması uygulamaların daha rahat yapılması ve çalışması açısından olumlu bir şey.. (hoş, hala multitasking uyumlu olmayan abidik kubidik uygulamalar yapılıyor anlamış değilim ama..)
-bir sürü aksesuar ve 16/32/64 gb seçeneklerinin olması ve kolayca dünyanın her yerine ulaşması.. ipad, tüm dünya ile aynı anda ülkemize gelirken yurtiçi garantili xoom veya Gtab 10.1 almak isteyenler ttnet gibi firmalardan kazık yemek zorunda kaldılar..
-bir de şu smart cover olayı çok güzel :)
profesyönel oyuncuysanız ve iOS dünyasının fenomen oyunlarını takip etmeyi seviyorsanız, "dosya yöneticisiyle işim olmaz, her şey zaten çeşidine göre lazım olan yerde duruyor, resimler resimlerde, müzikler müziklerde, dosya yöneticileri de androidde, bana gerekmez" diyorsanız, hiç bir şekilde akıcı olmayan animasyonları kabul edemiyorsanız, 64 gibi bir seçenek istiyorsanız, dosya yönetisinin olmaması kavramındaki gibi itunes ile herşeyi derli toplu tutmayı seviyorsanız ve bu aynı zamanda bilgisayarınızı da derli toplu tutuyorsa, mühendislik ve doktorluk uygulamalarının ekimden sonra androidde yavaş yavaş gelişmesini beklemek yerine direk kullanmak istiyorsanız, binlerce aksesuar ile kendinizi ve cihazınızı şımartmak istiyorsanız kesinlikle ipad derim...
bunlar gibi daha bir sürü üstün özellikler yazılabilir, eksi özellikler de yazılabilir.. aslında kullanıcı beklentilerine ve deneyimlerine göre artılar, eksiler ve üretim hataları listesi kabardıkça kabarabilir ancak bunların dikkate değer bir kısmı mutlaka kişisel kalacaktır..