Anlık Bildirim
Akıllı telefonlar her geçen gün hızlanıyor, daha iyi kameralar, ekranlar ve tasarımlarla karşımıza çıkıyorlar. Parmak izimizi tanıyor, gözümüzden kimliğimizi algılayıp uygulamalara erişim izni verebiliyorlar peki gelecekte yerleri var mı?
Büyük değişim hızla yaklaşıyor. Gelecekte Akıllı Telefonlar yerlerini Düşünen Telefonlara bırakacaklar. Nasıl mı? Bu yazımda güzel vakit geçirdiğim bir akşam yemeğinde Qualcomm mühendisleri ile yaptığım beyin fırtınasını okuyacaksınız. Bir çok soruma bunu şu an için cevaplayamam karşılığını alsam da sohbet ilerledikçe ortam yumuşadı ve herkes hayalinde ve elinde ne varsa masaya serdi.

Öncelikle merak edenler için söyleyeyim San Diego’ya Qualcomm’un davetiyle Snapdragon 835’in ilk testlerini gerçekleştirmek üzere geldik. Ayın 22’sine kadar ambargo olduğu için hiç bir sonucu sizlerle paylaşamayacağım.

Snapdragon 835’in hızlı olacağını öngörmek zor değil ama Qualcomm’un asıl odağı enerji verimliliği ve uzun pil ömrü. Zaten 820 ve 821 ile çok iyi bir iş ortaya koydular. Bundan sonrasında amaçları kullanıcı deneyimini geliştiricek başka konularda. 22 Mart’ta Snapdragon 835 ile ilgili uzun uzun konuşacağız zaten biz konumuza dönelim, Düşünen Telefonlar!

Olaya Qualcomm tarafından bakarsak özellikle Snapdragon 810’dan bu yana firma makine öğrenmesi, derin öğrenme üzerine yoğun bir çalışma sürdürüyor. 820 serisi ile emekleme döneminden yürüme evresine geçen derin öğrenmenin hala alacağı çok yol var fakat şu anda yapabildikleri gelecekte yapabilecekleri ile ilgili ipucları veriyor.
Akıllı Telefonların yerini Düşünen Telefonlar alacak!
 

Makine öğrenmesinde amaç cihazın kamerası, hareket sensörleri ve benzeri algılayıcıları ile veri ve veritabanlarını analiz ederek mantık yürütmesi ve karar vermesini sağlamak. Şu anda bulut tabanlı çalışan bir çok servis telefonların yeteneklerinin çok üzerinde işlevleri yerine getirebiliyor. Birbirine bağlı yüzlerce bilgisayar sesimizi analiz edip, sesli asistanların vereceği cevaplara karar veriyor.

Ya da Google’ın fotoğraflar servisi gibi hizmetler içinde çocuklarımın olduğu fotoğrafları listele ya da deniz kenarında çektiğim fotoğrafları bir araya getir gibi isteklere anında cevap verebiliyor. Arşivinizi analiz edip görmek istediklerinizi karşınıza getiriyor. Posta kutunuza gelen uçak bileti bilgisini kayda alıp zaman yaklaştığında asistan aracılığı ile yolculuğa hazırlanmanız gerektiğini hatırlatabiliyor.

Tesla’nın kendi kendine sürebilen otomobilleri; yolları, trafikteki diğer araçların hareket tarzını, olaylara verdikleri reaksiyonları analiz ederek bu veriyi bulut üzerinde harmanlıyor ve her geçen gün daha güvenli hale geliyor.

Fakat gelecekte bizi bekleyen olay çok daha farklı. Yapay zeka algoritmalarını hızlı işleyebilmek adına özel sinir ağları içeren işlemciler sayesinde bu tip analizleri ve çok daha ötesini telefonlarımız tek başlarına yerine getirebilecekler. İnternet bağlantısı olmadan sesli asistan ile konuşabilecek, bazı sorunları sizin için çözmesini isteyebileceksiniz.

Google Translate şu anda kıstlı da olsa internete ulaşamadığınız durumlarda makine öğrenme teknolojisinden yararlanarak çeviri işine devam edebiliyor.

Google Play Store üzerinde; yaşam tarzınızla ilgili öneriler yapan, spor aktivitelerini düzenli takip etmenizi sağlayan ve benzeri 50’den fazla uygulama makine öğrenme teknolojisinden faydalanıyor.

Makine öğrenmenin sonraki adımları biraz ürkütücü ve alışma konusunda güçlük yaşayacağımız türden şeyler olacak. Telefonumuz bizi sürekli dinleyecek ve arkadaşlarımızla, eşimizle, çocuklarımızla konuştuklarımızdan çıkarımlar sağlayarak hayatınızın geri kalanı için çeşitli önerilerde bulunacak. 

Eşinizle fırsatını bulup deniz kıyısında bir tatile gitmenin iyi olacağını mı konuştunuz; telefonunuz eğer uygun bir uçak ve otel fırsatı yakalarsa size tatile gitmek istediğini biliyorum, banka hesabın bu ay iyi bir tatile elverişli dilersen senin için yaptığım tatil planına göz at. Eğer uygunsa biletleri alıp, oteli hemen ayarlayabilirim diyebilecek.

Karmaşık bir iş ama çok da uçuk görünmedi değil mi? Peki ya bir iş sözleşmesini sizin için analiz edip hangi maddeleri gözden geçirmeniz gerektiğine karar verse? Ya da mahkemeye işiniz düştüğünde durumu telefonunuza anlatsanız ve sizin için örnek bir dava dilekçesi oluştursa hatta savcıyı, hakimi dinleyip, iddianameyi okuyup ona göre bir savunma oluştursa. İşte şimdi işler biraz uçuk olmaya başladı sanırım :)

Aslında asıl işin koptuğu nokta tüm bunları internet bağlantısına ihtiyaç duymadan ya da aynı ağdaki diğer telefonlarla konuşarak yapabilecek olması. Düşünen karar veren cihazlardan ve ihtiyaç duyduğunda kendi özel ağını oluşturup birbiriyle konuşan sistemlerden söz ediyoruz. Eğer kendi fikri olmadığı bir konu varsa ve internete bağlanamıyorsa yandaki telefona soran, danışan telefonlar.

Bir gün iPhone’u Samsung Galaxy ‘e soru sorarken görür müyüz? Telefonunuz bir konuda kendini çok geliştirdiyse öğrendiği şeyleri bir başka telefona öğretmesi karşılığında ücret talep eder miyiz?

Gelecekte firmalar en hızlıyı, en iyi kamerayı değil en zeki telofonu sunmaya çalışacaklar. Sizin için doğru kararları verebilen, sorun çözen, gerektiğinde hayat kurtaran telefonlar. Düşünen Telefonlar.

Makine öğrenmenin en güçlü yanı ise bireysel olarak her cihazın o an içinde olduğu koşulları analiz ederek oluşturduğu veriyi internete ulaştığı anda buluta göndermesi ve bu öğrenimin genelle paylaşılması.

Bu milyonlarca kullanıcı, milyonlarca farklı durum ve milyonlarca farklı çözüm anlamına geliyor. Yapay zeka öğrenim hızı katlanarak arttığı için yapay zekanın bize yardımcı olacak önerileri bir kenara bırakıp emirler vermeye başlaması da sandığımızdan daha yakın olabilir. 
Düşünüyorum öyleyese varım. Bu ay haddinden fazla harcama yaptın kredi kartını alış verişe kapatıyorum! Kendim için de güzel bir kılıf siparişi ettim, gelince bir zahmet takarsın.

Tabi bu her şeyin iyi tarafından baktığımız makinenin bize yardımcı olduğu senaryo. Bir de işin öteki yüzü var. Firmalar, geliştirdikleri yapay zekanın daha yeteneki hale gelebilmesi adına her hareketimizi izliyor ve kayıt altına alıyor. Kan ve DNA örneklerinin yurt dışına çıkartılmasından çok daha tehlikeli.

Neye üzülüyoruz, neye seviniyoruz, hangi takımı tutuyoruz, politik görüşümüz ne, eğitim durumumuz, cinsel eğilimler, ahlak konusuna bakışımız, dini görüşümüz, korkularımız ve çok daha fazlası kontrolümüz dışında bir yerlerde depolanıyor ve depolanmaya devam ediyor.

Yasa koyucular ise duruma çok hakim değiller. Bir şekilde izinsiz veri toplanmasının önüne geçilmesi, ülke çıkarları ve toplumun geleceği adına bir düzene sokulması, yasalara bağlanması gerekiyor.

Siz ne diyorsunuz? Akıllı Telefonunuzu Düşünen Telefon ile değiştirmeye hazır mısınız? Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
DH Android Uygulamasını İndir DH iOS Uygulamasını İndir
Önceki Haftalar
Tüm Zamanların En İyi Yorumcuları
ANLIK GÖRÜNTÜLEMELER
1 Kişi Okuyor (0 Üye, 1 Misafir) 1 Masaüstü

GENEL İSTATİSTİKLER
15199 kez okundu.
53 kişi, toplam 53 yorum yazdı.

HABERİN ETİKETLERİ
teknoloji, telefon ve
Sorgu:

Tavsiyelerimiz

Yeni Haber
şimdi
Geri Bildirim