
Dünyada artan nüfus ve teknolojik gelişmelere paralel olarak enerji tüketiminde de muazzam bir artış yaşanıyor. Normal elektrik elde etme yöntemleriyle karşılanması zorlaşmaya başlayan bu tüketimi karşılamak için de ülkeler yenilenebilir yöntemlerle enerji elde etmenin yolunu arıyor. Bunlardan birisi güneş enerjisi.
Japonya'da Kyocera, IHI ve Mizuho CB firmaları ortaklık yaparak ülkenin en büyük güneş enerjisi tesislerini kurmak için harekete geçti. Kyocera, güneş panellerini kurma görevini üzerine alırken, IHI alanın kiralanması ve yönetilmesi, Mizuho ise finans yönetimi görevini üstlendi.
İlginizi Çekebilir

Kyocera tarafından yapılan duyuruya göre güneş enerjisi tesisi Temmuz ayında inşaata başlayacak ve yaklaşık 309 milyon dolara mal olacak. Tesis 1270km2'lik bir alanı kaplayacak ve bu alan 27 beyzbol stadyumu büyüklüğünde olacak.
Tesiste 290 000 adet güneş enerjisi paneli kullanılacak. Tesisin toplam kapasitesi 70 Mega Watt gücünde olacak. Bu rakam 2011 yılında ülke içinde endüstri amaçlı satılan güneş enerjisi ekipmanının yüzde 40'ının gücüne eşit.
Proje devreye girdiğinde yıllık 79 000 MW enerji üretilecek ve bu 22 000 hanenin tükettiği enerjiye denk olacak. Atmosfere ise 25 000 ton karbondioksit gazının salınımı da engellenmiş olacak.
Japonya'da özellikle deprem felaketi sonrasında nükleer enerji yerine güneş enerjisi ile elektrik elde etme çalışmaları hız kazandı.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:


Gelecek yenilenebilir enerjide...
Ancak ben inanıyorum ki aslında herkesin gönlünden geçen yeşil enerji kaynaklarının kullanılması.
Nedir bunlar ? güneş enerjisi rüzgar enerjisi jeotermal enerji okyanuslardan örnek verebileceğimiz dalga enerjileri vesaire.
Ancak madem enerjiden bahsediyoruz, o zaman bir şeyleri düşünürken varsayımla değil bilgi ve hesap ile yorum yapmalıyız.
Adını verdiğim tüm yenilenebilir enerji kaynakları malesef kendilerini amorti etme konusunda başarısızlar.
Ben neden tesis kurup enerji üretiyorum ? dışarıdan satın almak pahalı olduğu için haksızmıyım ? Ben bir santral kurduğmda bu santral 30 sene sadece kendini amorti edecekse bunun malesef mantıklı bir yanı yok.
Bu adı geçen kaynaklara yönelen ülkeler aslında bunu ilgili teknolojileri işletmek ve geliştirmek için yapıyorlar.
Bu teknolojilere yatırım yapılmalı ki, maliyetler düşebilsin verim de artsın. Sonuçda öyle yada böyle bir noktada güneş enerjisine bağımlı hale geleceğimiz kesin.
Ancak, ilgili yenilenebilir kaynklardan enerji üretmek bizim gibi ülkeler için ilk etapta manıktıksız.
Bizim ilk önce kendi başımızın çaresine kısa yoldan bakabilmek adına nükleer santral"ler"e ihiyacımız var.
Bunlar enerji sorunumuza hemen çözüm olabilecek yegane alternatiflerimiz. Ancak bu aşamadan sonra diğer alternatiflere fırsat verilebilir ve teknoloji takip edilebilir. Ne zaman ki yenilenebilir enerji bizim derdimize "makul" şekilde çare olur o zaman maliyetine katlanır santralleri kapatır sökersin kardeşim.
Ama o zamana kadar üzülerek belirtiyorum ki nükleer santralden başka çaremiz yok.
Japonya'nın santrali eski idi, konum oalrak kötü bir noktada idi. Bugün yeni nesil santrallerde siz bir şeyleri yanlış yapmak isteseniz dahi santraller inanılmaz sıkı protokollere bağlı olarak çalıştığından, santraller kendini kapatıyorlar.
Dünyada patlayan tek santralin çernobil olduğunu, onunda enerji üretirken değil,kontrolsüz ve tehlikeli bir deney sonucunda patladığını belitmek isterim.
Türkiye'de verimsiz toprak dağ vesaire yerleşimden uzak noktalara iyi planlanmış yer altı tesisleri ile nükleer santraler kurulmalı. Nükleer santral kurmayarak kendmizi korumak herkesin cep telefonu kullandığı ülkede cep telefonu kullanmamakda diretmeye benziyor. Burnumuzun dibinde ermenistan da çook eski bir santral hala faliyetde. O patlasa bize yeterde artar emin olun. Bulgaristan gene burnumuzun dibi. Rusya, ukrayna, gene hemen yakınımızda iran. israil'den bahsetmiyorum bile.
Yani kışkırtmalara kapılmayın arkadaşlar. Dünya nükleer santral kullanırken bizim yeşilden çevrecilikten bahsederek bu teknoloiye sırt çevirecek gücümüz kudretimiz imkanımız malesef yoktur. Yurt dışından gelen gaz ile elektrik üretmenin bize ne kadar zararları olduğu ortada.
Bir santalin patlaması bir felakettir ancak ülkenin sonu değildir. Duygularımızı bir kenara bırakalım ve soğuk kanlı şekilde matematiksel düşünelim; Ülkemizin parası bizlerin parası durmaksızın yurt dışına akıyor ithal elktrik kullanıyoruz ve bunun ülke bütçesine zararları muazzam. Hiç patlamayacak olan bir santrale ya patlarsa diyip sırt çevirerek belkide çok daha fazla maddi zarara uğruyoruz ancak farkında değiliz.
Birde bu duruma sadece elektrik olarak bakmayalım. Ülkemizin atom enerjisi atom fiziği vb dallarda kendini geliştirebilmesi için yine bu tarz tesislere ihtiyacımız var.
Herkes aya giderken biz riskli deyip olduğumuz yerde kalırsak nasıl gelişeceğiz ? Risk almadan ilerlemek nasıl mümkün olur. Ki burada matematiksel konuşuyoruz bir santralin patlama ihtimalinin ne kadar düşük olduğu (0 a yakın) ortada.
O yüzden bu konularda makul düşünmekde fayda var. Bizim bir sorunumuz var ENERJİ. Yenilebilir kaynaklar bu sorunu çözebiliyormu ? Hayır malesef çözemiyor.
Alternatifler nedir ? Ya enerji ithalatına devam eder ve dışa bağımlı yaşarız. Enerjiyi ithal ettiğimiz ülkelerin insafına kalırız. Yada nükleer enerjiye geçeriz. Durum bu kadar basit.
+ ve - ler toplandığında nükleerin alternatifinin olmadığı ortada.
Yoksa bende isterim güneş enerjisinden faydalanayım; hata bana kalsa dünyanın manyetik alanından faydalanılsın elektrik üretilsin, etrafdaki mikro dalgalar emilsin elektrik üretilsin yada ne bileyim nükleer santral ayda kurulsun ordan buraya mikro dalga ile enerjisi naklesildisn vesaire....
Ancak şartlar ortada. Gerçeklerle yüzleşmek yerine sırtımızı dönersek bu işin sonuçlarını öngörmek inanın çok zor olur...
Demek istediğim Türkiye' nin orta kesimlerinde, doğu kesimlerinde o kadar çok uçsuz bucaksız arazi var ki. Hem toplu yaşam alanlarına uzak hemde talihsiz bir nükleer sızıntıda olan boş verimsiz arazilere olur.
Bir taraf da turizm, cennet akdeniz, bir taraf da bom boş araziler. Hangisine kurmak daha mantıklı? Tamam belki nükleer santrali soğutmak için su lazım ama bu su atla deve değil. Dev borularla kanallarla taşınır. Gelişmiş ülkelerde çölün ortasında dahi nükleer santral var.
Üstelik akdeniz kıyımız her savaş yapma ihtimalimiz olan İsrail e çok yakın ve İsrail sorf iş olsun Türkiye' nin turizmi felç olsun diye burada ki nükleer santrali bombalayabilir. En büyük tehlike bu zaten. Deniz kenarında İsraile en yakın noktada ve korunmasız bir nükleer santral.
Hiç bir sahil şeridimize nükleer santral yapılmamalı. Bu ülke nükleer santralden sağlayacağı faydanın 100 hatta 1000 mislini turizmden sağlıyor.
Boş ovalara kurmak varken hangi akıl akdeniz kıyı şeridimizin tam ortasına kurulmasına zemin hazırlıyor. Ajanlar mı var bu ülkenin karar verici birimlerinde ?
Nükleere hayır demek haddinden fazla ilerici olmaya çalışmak demektir bence. Bugünü kurtaramazsanız nasıl okadar ileriye gideceksiniz?
1 Mw=1000 Kw
M (Mega):1.000.000
K (Kilo):1.000
Bu değerler önemli çünkü ne kadar maliyet ne kadar işe yarıyor? pratik mi değil mi? gibi sorulara cevap olur.
Ayrıca Hes leri beğenmeyen arkadaşlar evlerinde elektrik kesildiği zaman isyan etmesinler. dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde üzerine baraj yapılabilecek bütün nehirlerde baraj vardır.hes yapalım desen baraj yapacak nehir bulamazsın çünkü hepsi zaten yapılmıştır. Üstelik bu ülkelerin doğalgaz yada nükleğer eneerjileri olduğu halde durum bu. kafası basmayan çevreciler elektrik kullanmasın o zaman görelim erkekliklerini. Burda sallamayla olmuyor. aslında onlarda durumu biliyor ama SİYASİ olarak ortamı bulandırıyorlar.
Türkiye şu anda çok emin ellerde. Bakanımız veysel eroğlu tam bu işlerin üstadı. Müthiş projelere imza atıyor. işten anlayanlar ve dünya takdir ederken, ,içimizdeki bazı SİYASİ odaklı çevereciler yalan dolan peşinde atıp tutuyor.
saygılar...
1 Kişi Okuyor (0 Üye, 1 Misafir) 1 Masaüstü
GENEL İSTATİSTİKLER
10030 kez okundu.
38 kişi, toplam 39 yorum yazdı.
HABERİN ETİKETLERİ
kyocera