- HPV tespiti
- SHERLOCK 2.0 ile Zika virüsü ve Dang Humması teşhisi
- Hücrenin geçmişi öğrenilebiliyor
- Yorumlar
CRISPR son zamanlarda bilim dünyasında bir hayli popüler bir başlık haline geldi. Tabi bu durumda tekniğin potansiyeli ve etkilerinin payı büyük. Yeni çalışmalar da bunu doğrular nitelikte.
HPV tespiti
Habere konu olan deneyler 3 farklı ekip tarafından gerçekleştirilmiş ki bunlardan ilkinde uzmanlar tek zincirli DNA yapılarını da kesebilen bir CRISPR türü olan Cas12a'yı keşfetmişler. Bunun sonucunda ise HPV'nin iki türünün tespitini gerçekleştirebilmişler.
Uzmanlar, aktarılanlara göre HPV'nin varlığını belirten ve floresan sinyali üretebilen DNA kısmını CRISPR'ın parçalamasıyla bunu farketmişler. Ayrıca yeni tekniğin 1 dolardan daha az bir maliyetinin olduğu ve 1 saatten biraz fazla bir süre içerisinde uygulanabildiği de gelen diğer detaylar arasında.
SHERLOCK 2.0 ile Zika virüsü ve Dang Humması teşhisi
CRISPR konusunda öncü bir diğer laboratuarda gerçekleştirilen araştırmada ise geçtiğimiz yıl yine aynı yerde geliştirilen SHERLOCK sistemi biraz daha geliştirilerek kandaki Zika virüsünü ve Dang Humması'nı tespit edebilir hale getirilmiş.
SHERLOCK 2.0 adı verilen sistem bunun için Cas13 ve Csm6 enzimlerini kullanırken bir önceki tekniğe göre de 3 kat daha verimli çalışmakta. Üstelik uzmanlar bilimsel gelişmeler için önemli bir kıstas olan uygulanabilirliği de enzimleri bir kağıt şerit üzerinde birleştirerek muazzam bir seviyeye çekmişler.
Öte yandan çalışmanın liderlerinden Jonathan Gootenberg, yaptığı konuşmada yeni tekniğin farklı enzimlerin bir arada oluşundaki avantajının yanı sıra, normalde elde edilemeyen bazı detaylara da erişme imkanı sunmasıyla oldukça büyük bir gelişme olduğuna ve biyokimyanın geldiği noktayı gözler önüne serdiğine dikkat çekti.
Hücrenin geçmişi öğrenilebiliyor
Son olarak Harvard Üniversitesi'nden David Liu'nun yayınladığı çalışmada ise hücrelerin başından geçenlerin ne zaman meydana geldiği dahi tespit edilebilmiş. Şu ana dek bilim dünyasında hücrelerin maruz kaldığı etkenleri belirleyebilmek bir hayli zor iken CRISPR ile artık bu da kolaylaşmışa benziyor.
Uzmanlar CRISPR'u bu amaçla iki farklı metod halinde uygulamış. İlkinde CRISPR'ın bakterinin kimyasallara ve antibiyotiklere temas eden plamidini parçalamasıyla elde edilen genetik materyal geride kalanlara oranlanarak olayın ne sıklıkla gerçekleştiği öğrenilebilmiş.
İkincisinde ise DNA'ın dizilimi etkenlere bağlı olarak CRISPR aracılığıyla değiştirilmiş ki böylelikle genetik materyalin incelenmesiyle hücrenin geçmişteki maruz kaldığı olayların zamanı belirlenebilmiş.
Sözlerimizi noktalarken, her üç çalışmanın da yaygın kullanıma geçmeden önce bazı testlerden geçmesi gerekiyor. Bununla birlikte hepsinin ortak noktası şu ki CRISPR hastalıkların tedavisinin ötesinde dudak uçuklatan bir kullanım potansiyeline sahip. Dolayısıyla gelecekte söz konusu tekniği bir çok alanda kullanmamız olası. İlerleyen günlerde gelişmeleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
ah dronlara karşı da bir akkor güncellemesi olsaydı tadınadan yenmezdi o zaman.
Ozaman 2025 yılında Türkiye olmayacak ?