Türkiye'nin koronavirüs aşısı satın aldığı Çin menşeli CoronaVac aşısının üreticisi Sinovac, web sitesine Türkiye'den erişimi engelledi. Türkiye'deki IP adreslerinden Sinovac'ın websitesine girmeye çalışan kullanıcılar, 403 hata kodu alarak “IP adresinizin bu web sitesini ziyaret etmesine izin verilmiyor!” ifadesiyle karşılaşıyor.
İlginizi Çekebilir
Ayrıca Bkz. "LinkedIn'dan Türkiye'ye temsilci atama kararı"
Şu anda aşıları yalnızca Türkiye'de uygulanan Sinovac'ın neden böyle bir karar aldığı bilinmezken, Türkiye'den şirketin websitesine yalnızca VPN kullanılarak erişim sağlanabiliyor.
CoronaVac aşısının olmaması dikkat çekiyor
VPN aracılığıyla Sinovac'ın websitesine girildiğinde, Türkiye'de uygulanan CoronaVac aşısının firmanın ürünleri arasında yer almaması ise dikkat çekiyor. Öyle ki şirketin websitesindeki ürünler sayfasında Inlive, Healive, Bilive, Anflu, Panflu, Panflu 1 aşıları listeleniyor.
Türk hackler Sinovac'ın sitesine sızmıştı
Daha önce "Root Ayyıldız" isimli Türkiye merkezli bir grup, Sinovac'ın websitesine sızmıştı. Kendilerini "Türk Siber Ordusu" olarak tanımlayan grup sitede Türkiye ile Doğu Türkistan bayraklarını paylaşarak, "Al bayraktan, Gök bayrağa selam olsun. Cuma namazını Çin Seddi'nde kılmayı nasip et yarabbi. Ruhum bedenim ve fikrim her şey Müslüman Türk milletine feda olsun. Ölümümden sonra ruhum sizlerle hep beraber. Bu cihanda bir araya gelemesek de Uygur güzeli elbet bir gün orağımız olur" notunu paylaşmıştı.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:


valvenin başının altından çıkıyor hep
Anca gidersin @Mormegil7 efendi :) Bilimin sizin saçmalıklarınız ve öjeni gibi hasta fikirlerinizden kurtulmasına az kaldı, benim gönlüm rahat o açıdan. Bilim baş tacımız, ama sizin desteklediğiniz öjeni gibi sapkın fikirler asla. Bu arada, aşı hakkımı da sana devredebilirim arzu edersen, canın sıkıldıkça vurdurur vurdurur rahatlarsın :)
Size tavsiyem haberi aldığınız kanalları değiştirmeniz. Durup durup hep aynı adamların dünyayı kendi planları dâhilinde değiştirmek için ortaya sistematik bir şekilde koydukları haberleri burada gerçekmiş gibi pazarlıyorsunuz. Merak etmeyin, dünya yeterince büyük, eğer o savunduğunuz adamların hırsızlıkları, çalıp çırptıkları olmazsa Afrika'da kimse acından ölmez de. 20 küsür Afrika ülkesinin neden hâlâ bir tür Fransız frangı kullandığını ve sonuçlarını bir araştırın, bir şeyler farkedersiniz.
Bu arada, sizin Gates istatistikler ile aldatmayı iyi bilir. O aldatılmışlardan biri de siz olabilir misiniz ? Lütfen bunu kendinize sorun.
@Mormegil7
Muhterem, saçmalamamaktan filân bahsetmişsiniz de, dünyadan haberiniz olmadığı için maalesef bana ithaf ettiğiniz o duruma kendiniz düşmekten kurtulamamışsınız. Kimse bir aşı ile insanların kısırlaştırılacağını söylemedi. Bunu yavaş fakat sistematik bir şekilde yapıyorlar ve adamlar belli vakitlerde bunu kendi ağızları ile dile de getiriyorlar denildi. Gates'in bu konuda sabıkası kabarık. Afrika'da yaptırdığı aşıları ve sonuçlarını bir araştırabilirsiniz.
Benzer işler zamanında Türkiye'de de yapıldı. 1983 senesinde Rockefeller Vakfı içeriden Koç, dışarıdan da Unilever vasıtasıyla Kenan Evren yönetimine şu meşhur 'Felç Aşıları' nı millete yaptırdı. Doğum kontrol programları, hibrit ve GDO'lu gıdalar, az çocuk doğurmaya yönelik telkinler.. Bunların hepsi 'tesâdüfi' bir bir şekilde hep aynı kaynaklardan fısıldanmakta bu milletin kulağına. Bunlara bağlı bir diğer firma olan Bayer: Ne gariptirki bir yandan insan sağlığı için ilâç? üretiyor diğer yandan da tarım ilâcı? adı altında ziraaî zehir imâl ediyor. Tarım kimyasallarının kullanımına başlandığından beri insanların genelinde kanser oranları artmış durumda. ABD'de bu konuda Monsanto ( sonradan Bayer satın adı ) mahkemelerce defalarca cezalara çarptırılmış durumda ve bunların bazıları birkaç milyar dolar büyüklüğünde.
Tüm bunlar size de tuhaf gelmiyor mu ?
@MaDMaxiBo
Maalesef üstadım, durum o kadar berbat. Aşağıda bu aşılar ( Sinovac, Biontech, kısaca hepsi ) için hazırlanan ve imzalanması zorunlu olan belgeleri görebilirsiniz. İkinci belgedeki 'aşımın / izlemimin yapılmasına izin veriyorum' ifâdesine dikkât :) Eee, bu aşıların hepsinin kişiye özel karekodu ile geldiğini ve bunların da HES koduna işleneceğini de göz önünde bulundurduğumuzda tablo iyice belirginleşiyor hâliyle.
Öte yandan felç aşısı diye bahsettiğiniz polio(çocuk felci) ise, daha fazla tartışmayalım. Zira ne polio'dan haberiniz olduğunu sanmıyorum ne de böylesi bi hastalığı bu topraklardan neredeyse silinmesinin ne kadar önemli bir olay olduğunu anladığınızı sanmıyorum. Hoş sağlıkçı değilseniz anlamanızı beklemiyorum, ama aynı zamanda anlamadığınız konularda da işi bilenlere ahkam kesmemenizi bekliyorum. Polio malesef yanlış politikalarla bu topraklarda tekrardan görülmeye başlandı, dilerim çocuğunuz ile bu hastalıktan haberiniz olmazsınız.
Nüfus planlaması da zaten dünyada yapılması gereken bir şey. Sayımızı azaltmayacağımıza göre kontrollü bir çoğalma şart dünyada. O kötü bir şey sandığınız nüfus planlaması gibi şeyler yapsak ve çoğalma hızımızı kontrol altına almazsak, doğa bunu zorla yapar.
Fikriniz olmayan konularda komplo teorisi üretiyosunuz ya asıl gülünç olan bu aslında. Bari bildiğiniz konularda üretin de inandırıcı olsun.
Ayrıca attığınız belgeler de muhtemelen yalan haberiniz olsun. Ben de aşı oldum, hiçbir imza atılmıyor.
Herkes kendince doğrusuna ulaşacak. Bir karar verecek. Aksiyon alacak. Kararının sonuçlarına da katlanacak.
Ama sizinle yaptığımız tartışmada size çok basit bir soru sordum. Farazi olarak savı kabul ettim. Dedim ki "varsayalım ki Bill amca yeryüzündeki şeytan. Çözüm öneriniz nedir?" dedim. Bakın ben bu ihtimalleri yok saymıyorum. "Olabilir" diyorum. Böyle bir şey gerçekse şaşırmam hatta. Öyle diyeyim. Pek sanmıyorum; ama hiç şaşırmam. Ben bunu tartışmıyorum sizinle. Diyelim ki siz haklısınız. Çözüm ne? Size çözüm soruyorum. Var mı çözüm? Benim aklıma gelmiyor da bir çözüm...
Yoksa, boşa konuşuyoruz. Göktaşı geliyor... Gelmekte olduğunu bilsen ne, bilmesen ne? Ha belki bilsen felekten iki gece çalarsın yani. O kadar.
Kendimizi çok önemli görmeyelim yani. Tekrar edeyim, bu düzende biz tüketen üreticileriz. Onlara çalışıyor ve onlar için tüketiyoruz. Bizim tüketmememiz de onlar için problem. Onlar için üretmememiz de. Modern köleyiz biz. Ben şeker tarlasında köleyim. Benim ölmem tarla sahibinin ne işine yarar? Elinde çok köle varsa işe yarar... Peki, köle değilim sanıyorum; ama aynı zamanda şekeri ben de tüketerek ona zenginlik sağlıyorum... Yani, sana bana, özetle tüketene ihtiyaç var. Konu biraz "sürdürülebilir mi, değil mi" konusuna geliyor. Sürdürülebilir değilse ve bir zorunluluksa, evet, sahip bizi harcayabilir. Zenginliğinin yarısından vazgeçer. Harcar bizi. Mümkün.
Bak gene olmaz demiyorum. MÜMKÜN!
Tekrar sorayım. Çare ne? Çözüm ne? Ne öneriyorsun?
Bir önerin yoksa, konuyu daha uzatmayalım. Çözümsüz bir soruna dair zaman kaybetmeyelim.
1 Kişi Okuyor (0 Üye, 1 Misafir) 1 Masaüstü
GENEL İSTATİSTİKLER
20161 kez okundu.
70 kişi, toplam 75 yorum yazdı.
HABERİN ETİKETLERİ
Türkiye Haberleri, coronavirus ve