Araştırmacılar bu sonuca ulaşmak için, evrenin çok uzak bölgelerinde yer alan ve güçlü radyo sinyalleri yayan galaksilerin gökyüzündeki dağılımını detaylı şekilde analiz etti. Bu galaksiler, Güneş Sistemi’nin uzayda hangi yöne doğru hareket ettiğine dair çok hafif bir iz bırakıyor: Eğer belirli bir yöne doğru ilerliyorsak, o yönde çok az da olsa daha fazla radyo galaksisi görülüyor. Ancak bu fark inanılmaz derecede küçük olduğu için, normal teleskoplarla tespit edilmesi neredeyse imkânsız. Bu nedenle ekip, yalnızca en hassas radyo teleskop ağlarının verilerini kullanarak bu ince yön değişimini ölçebildi.
Bu amaç doğrultusunda ekip, Avrupa çapında dev bir radyo teleskop ağı olan Low Frequency Array (LOFAR) gözlemlerini, iki farklı radyo gözlemevi tarafından sağlanan verilerle birleştirdi. Güneş Sistemi'nin düşündüğümüzden çok daha hızlı ilerlediği de bu sayede tespit edildi. Böhme, “Yaptığımız analiz, Güneş Sistemi’nin standart kozmoloji modellerinin öngördüğünden üç kat daha hızlı hareket ettiğini ortaya koyuyor. Bu bulgu, mevcut evren modellerimizin temel varsayımlarına doğrudan meydan okuyor.” diyor.
Ya Güneş Sistemi Düşündüğümüzden Daha Hızlı Hareket Ediyor ya da Radyo Galaksilere Dair Modeller Hatalı
Bu araştırma sonrası mevcut modellerin güncellenmesi gerektiği bir gerçek. Ancak Güneş Sistemi'nin hareket hızına dair kabulleri değiştirmek için bu araştırma tek başına yeterli değil. Bu bulguların daha fazla veriyle desteklenmesi gerekiyor. Çalışmanın ortak yazarlarından Prof. Dominik J. Schwarz’a göre bu bulgular iki ihtimali gündeme getiriyor: Ya Güneş Sistemi sandığımızdan çok daha hızlı hareket ediyor ve evrene dair temel kabullerimizde bir eksik var, ya da evrende radyo galaksilerinin dağılımı düşündüğümüz kadar düzgün değil. Bu iki seçenek de mevcut kozmoloji modellerinin yeniden gözden geçirilmesini gerektiriyor.
Bu haberi ve diğer DH içeriklerini, gelişmiş mobil uygulamamızı kullanarak görüntüleyin: