Geçmişi 100 yıl öncesine dayanıyor
Karanlık maddenin kavramsal temeli 1930’lara uzanıyor. İsviçreli gökbilimci Fritz Zwicky, uzak galaksilerin kütlelerinin izin verdiğinden çok daha hızlı döndüğünü fark ederek görünmeyen bir kütlenin varlığını gündeme getirmişti. 1970’lerde ise Amerikalı gökbilimci Vera Rubin, sarmal galaksilerin dış bölgelerinin merkezleriyle aynı hızda döndüğünü göstererek görünmeyen, geniş ölçekli bir kütlenin varlığını güçlendirmişti.
Bu maddeden ışık yayılmıyor, ışığı soğurmuyor ancak galaksileri bir arada tutacak ölçüde güçlü bir çekim etkisi uyguladığı düşünülüyor. On yıllardır yürütülen yer tabanlı deneyler, uzay teleskopları ve hatta Büyük Hadron Çarpıştırıcısı gibi dev ölçekli hızlandırıcılar ise hala kesin bir karanlık madde taneciğine ulaşmış değil.
Totani’nin analizi, özellikle “wimp” adı verilen zayıf etkileşimli ağır parçacık teorisine dayanıyor. Bu modele göre iki wimp çarpıştığında birbirini yok ederek yüksek enerjili gama ışınları ortaya çıkarıyor. Totani, Fermi teleskobunun topladığı verilerde tam da bu modele uyan bir gama ışını dağılımı yakaladığını belirtiyor. Analizlerde, 20 gigaelektronvolt (GeV) enerji düzeyinde gama ışınlarından oluşan küresel, hale benzeri bir yapı tespit edildi. Totani, bu ışınımın hem şekil, hem de enerji dağılımı açısından teorik karanlık madde modelleriyle neredeyse bire bir örtüştüğünü belirtiyor. Bulgular doğruysa söz konusu parçacıkların protondan yaklaşık 500 kat daha ağır olduğu hesaplanıyor.
Bilim dünyası ihtiyatlı
Bununla birlikte araştırmanın kesin bir kanıt sunduğunu söylemek için erken. Bazı bilim insanları cüce galaksilerden gelen belirgin bir sinyalin şimdiye kadar tespit edilmemiş olmasının, bu yorumun önünde ciddi bir engel oluşturduğunu vurguluyor.
Bazı bilim insanları ise bilim dünyasındaki yaklaşımı yansıtıyor: olağanüstü bir iddia, olağanüstü kanıt gerektirir. Dolayısıyla henüz analizdeki sonuçların bu seviyeye ulaşmadığı belirtiliyor.
Totani’ye göre asıl dönüm noktası, aynı spektral özelliklere sahip gama ışınlarının başka gök cisimlerinde de kaydedilmesi olacak. Bu doğrulanırsa, karanlık madde arayışında uzun yıllardır beklenen kırılma nihayet gerçekleşebilir. Böyle bir durumda söz konusu parçacıkların, mevcut parçacık fiziği standart modelinde yer almayan yeni bir madde formu olduğu anlamına geleceği ifade ediliyor. Ancak şimdilik bilim dünyası, verilerin başka astrofiziksel süreçlerle açıklanıp açıklanamayacağını test etmeye devam edecek.
Kaynakça https://www.theguardian.com/science/2025/nov/25/study-claims-to-provide-first-direct-evidence-of-dark-matter https://iopscience.iop.org/article/10.1088/1475-7516/2025/11/080 https://arxiv.org/pdf/2507.07209 Bu haberi ve diğer DH içeriklerini, gelişmiş mobil uygulamamızı kullanarak görüntüleyin: