Koronavirüs nedeniyle insanların evde kalması ve trafikteki araç sayısının azalması nedeniyle çevre kirliliği ciddi oranda azalmıştı. 1 Haziran itibariyle başlayan kontrollü sosyal hayat doğrultusunda hareketliliğin yeniden artmasıyla hava kirliliği de artmaya başladı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hava kalitesi ölçüm istasyonları verilerine göre, İstanbul'da 1 Haziran'da normalleşme sürecine geçilmesiyle beraber azotdioksit (NO2) hava kirliliği oranı, mart, nisan, mayıs ayıyla kıyaslandığında yüzde 38 arttı.
Ayrıca Bkz. "OYDER: Otomotivde ÖTV indirimi beklemiyoruz"
Hava kalitesini iyileştirmek için neler yapılmalı?
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, normalleşme sürecinde artan hava kirliliği hakkında açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Toros’a göre hava kalitesini iyileştirmek için kaynaklar verimli kullanılmalı, israfa son vermeli, hava kirliliği farkındalığı çalışmalarını desteklemeli, sanayide temiz teknolojiler kullanılmalı, ağaç sayısı artmalı, toplu ulaşım tercih edilmeli, bisiklet alanları artırılmalı, yenilenebilir enerji kullanımını arttırmalı ve atıkları geri dönüştürerek yeniden işlenmesini sağlamalıyız.
https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/istanbulda-normallesme-sureciyle-beraber-hava-kirliligi-yuzde-38-artti-/1885460 Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:


Hem bizim nüfusu dert etmemize gerek yok: 10 milyon arttırdık mülteciler sağ olsun; bir o kadar daha alırız, zaten çevreyi kirletenlerin çoğu Mülteci olarak gelenler! Adamlar cahilin önde gideni; donla plaja gidip her yerde ateş plastik ne olursa yakıp , babasının yeriymiş gibi davranıp suç işleyip geri kaçıyorlar ülkelerine!
(İlla açıklık getirmek gerekiyor elli ki deniz kenarındaki taşlarla kıçını temizlemek, tuvaletini sahile yapıp üstünü bile örtmemek, çişini denize/göle yapmak, çocukları da kakasını direk denize yapıyor, balgamı falan saymıyorum bile) Ağaçları kökünden söküp kütük gibi yakarak sabahlamak, yatak yorgan ile deniz/göl kenarında konaklamak. Çöp varillerini soba olarak kullanmak içerisindekilerle yakmak, plastikleri poşetleri de yakıyorlar, kedi/köpeklere bile tecavüz eden bu yaratıkları ne de güzel savunuyorsunuz! Lafa geldi mi bir insan bile etrafı temiz tutsa yeter dersiniz , şimdi bir kaç Suriyeli mi oldu ? En azından 5 Milyon Suriyeli var, bunların ne idüğü belirsiz kimse sorgulanıp gelmedi, pkk'lı mı dhkpcli mi terörist mi , tecavüzcü mü, suçlu mu belli değil! Yani adamı kontrol edersin evlidir çocuk sahibidir mesleği öğretmen/doktor,mimar,mühendis olur alırsın! Değerlendirirsin bir kaç yıl sonra vatandaşlık verirsin eywallah derim. Normali budur , diğer ülkeler bize bunu yapıyor, hiçbir ülke bu tür arsızlıklara izin vermez! Başka ülkelerde direk sınır dışı edilirsin dünya kadar ceza ödetirler ödeyemezsen hapse atarlar. Bazı ülkelerde kendi halkından değil de direk turistlerden vergi alınır mesela Dubai. Her neyse bizde kendi halkından vergi alınırken onlardan hiçbir talepte bulunulmuyor; sanki vatandaş suriyeli Türkler ise mülteci kendi ülkesinde!