Elektrikli otomobillerin yaygınlaşması için kullanıcı tarafında fiyat, menzil, elektrik ücreti gibi aşılması gereken birçok sorun var. Üretici tarafında ise maliyet şu an için en büyük problem. Tabi elektrikli otomobilleri maliyet noktasında benzinli/dizel otomobillerden ayıran asıl nokta batarya. Bataryaların daha ucuza mal edilmesi hem üretici hem de tüketici açısından son derece önemli. Bataryadaki en pahalı bileşen olan kobalt ise kafaları karıştırmaya devam ediyor.
Son iki yılda elektrikli otomobillerin yaygınlaşmasıyla birlikte fiyatı yüzde 334 artış gösteren kobaltın bataryalarda kullanımı otomobil üreticilerin uzun süredir üzerinde tartıştığı bir konu. Bu yüksek fiyatın ve kobalt arzının talebi karşılayamayacak hale gelmesinin ilerleyen yıllarda elektrikli otomobil sektörüne zarar vermesinden endişe duyuluyor. Son olarak Tesla CEO'su Elon Musk da bu tartışmalara katılmış ve Tesla Model 3 için kullanılan bataryalarda kobaltın oranının yüzde 3'ten daha az olduğunu söylemişti. Musk ayrıca yeni nesil bataryalarda insan haklarını ihlal eden koşullar altında çıkarıldığı için ''bataryaların kanlı elması'' olarak anılan kobaltın kullanılmayacağını da eklemişti.
Kobaltsız bataryaya geçmek oldukça zor
Kobalt piyasası üzerine yoğunlaşan Benchmark Mineral Intelligence şirketinden analist Caspar Rawles ise Musk'ın kobaltsız batarya hedefinin uzun bir süre gerçekleşemeyeceğini düşünüyor. The Verge'e konuşan analist, dünya üzerindeki arzın yüzde 66'sı Kongo'dan gelen bu değerli maddenin üretim miktarının, bir yan ürün olduğu için çıkarılan nikel ve bakır miktarına bağlı olduğunu belirtiyor. Kobaltın; lityum veya grafit gibi maddelerden de değerli olduğuna işaret eden Rawles, bakır ve nikel pazarındaki düşüşün doğrudan kobaltı ve kobalta dayalı sektörleri olumsuz etkileyeceğinin de altını çiziyor.
Koblatın bataryadaki güvenlik bileşeni olduğunu belirten Rawles'e göre üreticiler kobalt ve güvenlik arasında riskli bir seçim yapmak zorunda. Günümüzde elektrikli otomobillerde üreticilerin büyük bir kısmı 8 yıl boyunca bataryanın performansını yüzde 80 oranında koruyacağını taahhüt ediyor. Kobaltın kullanılmaması halinde ise nikel miktarının artırılması gerekiyor ki bu da batarya modüllerinin aşırı ısınmasına ve etkin bir şekilde soğumamasına neden oluyor. Yani kobalt kullanımı azaltılırsa 8 yıllık yüzde 80 performans garantisi sağlanamayabilir. Bu hem tüketicilerin güvenini azaltan bir unsur hem de üreticilere(araç bakımı nedeniyle) ek maliyet getiren bir nokta olarak değerlendiriliyor.
Tesla ve Panasonic kobalta bağımlılığı azaltıyor
Bu ikilemi bir mühendislik sorunu olarak gören Caspar Rawles, Tesla'nın mevcut batarya yapısından ise son derece memnun. Tesla'nın bataryalarında kobalt oranı oldukça düşük olan NCA (nikel, kobalt, alüminyum) adlı bir formülasyonu kullandığını belirten Rawles bu formülasyon ile Tesla ve batarya konusunda Tesla'nın iş ortağı olan Panasonic'in kobalt bağımlılığını yaklaşık yüzde 60 oranında azalttığını dile getirdi.
Mevcut NCA teknolojisinin önümüzdeki 10 yılda batarya alanında baskın teknoloji olacağını düşünen Rawles, Panasonic'in hem kobaltsız bataryalar üzerinde çalışmasını hem de kobalt siparişini artırmasını bir çelişki olarak görmüyor. Rawles'e göre şirket halihazırda Tesla ve Toyota ile ciddi bir batarya ortaklığı içinde ve iki şirkete batarya tedarik etmesi için kobalt siparişini artırması son derece normal.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
Heykel var yer misin kanka?
bizimkiler tahareti tartışıyor