Türk Telekom CEO’su Paul Doany ve Türk Telekom International Grup İcra Kurulu Başkanı Mehmet Toros’un ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirilen, konsorsiyuma dahil 18 ülkeden 19 operatörün yöneticilerinin de katıldığı etkinlikte SEA-ME-WE 5'in Türkiye lansmanı yapıldı.
Ayrıca Bkz. "Samsung, Galaxy Note 7′nin tekrar satışa sunulacağı iddialarına cevap verdi" Deniz altı fiber kablo sistemi olan SEA-ME-WE 5 projesi Asya ve Avrupa kıtalarını bir araya getirerek Orta Doğu, Batı Avrupa ve Güneydoğu Asya’yı bağlıyor. Dünyada bu alanda gerçekleştirilen en kapsamlı deniz altı fiber sistemlerinden biri olan proje, çalışmalarda sona gelinmesiyle vakit kaybetmeden faaliyete geçirildi. SEA-ME-WE 5'e dahil olan tek Türk şirketi olduğu ifade edilen Türk Telekom ile kıtalararası bir telekomünikasyon köprüsünün kurulması ve Türkiye’nin dijital üs konumuna getirilmesi hedefleniyor.
Türk Telekom CEO’su Dr. Paul Doany konuşmasında yatırımlarla altyapının sürekli olarak güçlendirildiğini, Türkiye’nin coğrafi konumu itibariyle köprü olma görevini SEA-ME-WE 5'le sürdürdüğünü dile getirdi. Ülkemiz Marmaris’te kurulan istasyonla bu global ağın bir parçası oldu. Böylelikle elde edilen 1,5 terabitlik ek kapasite ile yurt dışı kapasitesi yüzde 25’lik bir artışla 7,5 Tb’e yükseldi. Projede ayrıca güzergah üzerindeki karaya çıkış istasyonları aracılığıyla tüm operatör ve servis sağlayıcılara da erişim hizmeti sunacak.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:


Bu kadar yurtdışı kapasite arttıkça doğal olarak kontrol mekanizmalarınıda detaylandırmak gerekiyor.
Bunlarda her geçtiğimiz hop noktasında hızımızın düşmesi demek, gezerde gezeriz artık son noktaya ulaşmak için.
Yurtiçinde daha kota saçmalığına mahkum olduğumuz ultra yüksek hızdan yoksun berbat internet hızı ile cebelleşiyoruz.
Yatırım yapıyorlar iyi güzelde bunu kullandırmadıkdan sonra anca yatırırlar kabloları
Gel gelelim daha ADSL hizmetini veremeyen bir firmadan bahsediyoruz. Bırakın yatırım yapmayı, arıza sonucu yerin altındaki minimum maliyetli bakır kabloyu bile değişmiyor. Defalarca arıyorsunuz, ne zaman kullanılamaz hale geliyor, o zaman müdahale ediyorlar... Arıza varmış, sorun yaşıyormuşsunuz umurlarında değil...
HOP noktası konusunda bende muzdaribim, AKN muhabbetinden beri gezdirmeye başladılar, araya boyuna nokta giriyor. Alakasız yerlerden dolanıp dışarı çıkıyorsunuz. Ankara'daki nokta fii noktasına gidip dönüyor, sonra dışarı çıkıyor...
Fibere gelene kadar önce devraldıklarından beri 5 kuruş harcamadıkları altyapıyı yenilesin uyanıklar... Zannediyor musunuz bu hizmet her eve gelecek? Önce toplu kullanım alanı diye sitelere, gelirse yeni binalara verecekler... Bina veya bölge eski diye birçok yere çekmiyorlar hizmet bu işgüzar ISS'ler... Gelse de kapı önündekini içeri aldırmanız bir dert...
Yanlış anlamayın ama özelleşince çalışmayana tekme gibi ibare bence komik...
- Bugün telekomun içi çalışmayan personel ile dolu... Hepsi çay ocaklarında, merkezde, santralde akşamı ediyor. Mahallemde kablolamada sorun var, adamlar, şefin yetkisinde olan işlemi genel merkeze sallıyorlar. 3 bin küsür maaş alıp müdürünü şikayet ediyor. 50 bin TL alıyormuş müdürleri... Alayı 45-50'yi aşkın adamlar... Ne SNR Margin'den anlıyor, ne PING'den... O kadar yetişmiş işgücü varken, bu adamlar atılmıyor, emekli de olmuyor, bunlarla muhatap oluyorsunuz, tabi iletişime geçebilirseniz (O da ayrı bir dert...)... Resmen sorun çözmek için yalvarıyor, kavga edecek duruma geliyorsunuz... Emin olun Türkiye'de hiçbir firma insanın sinir katsayısını bu kadar zıplatmaz...
- İnternet hızının artması çağın gereğidir. A veya B firması, A veya B partisi olması önemli değildir, nasıl LTE adı değişince 4,5G olmuyorsa iktidarda A var diye o hız da yükselmez, çağın ve teknolojinin gereği, firma mecburen yükseltir. Önemli olan 76 TL'ye halen bakır kabloyla %80 ülke genelinde 5 kuruş maliyet yapılmadan hizmetin ayakta tutulmaya çalışılması, ülkenin internet hizmetlerinin tekel firma elinde sıfıra indirilmiş olmasıdır. Rekabet kurumundan yenen cezayı da geçen sene yıl ortasında kullanıcıya güncelleme diye yansıtması, yıl sonunda 1'er 2'şer faturaya zam harici de güncellemeler yapması (bazıları böyle seviyor...) sözün bittiği noktadır. Bu seneki dava sonucu ve AKN kalkışı sonucu minimum kotasız internet fiyatı ne olacaktır? Dile getirilmesi gereken de budur.
- Lafı dolandırıp bilmem kaç bin kilometre fiber döşedik diye laf cambazlığıyla milyonlarca kilometrelik 30 yıllık bakır kablo altyapısının üzerini ne kadar kapatabilirsin, reklamlarla ne kadar fiberliyoruz diye insanları bakırlatabilirsin? Firmayı aldığından pardon kiraladığından beri nerdesin? diye sormak, kapısının önüne fiber altyapısı çekilmiş adamı bina içine altyapı almak için neden yalvartıp aylarca beklettiğini, bakır kabloyu bile çekmeyip aylarca yalvarttığını, özelleştiği halde dilekçe bekleyip, verince masanın üzerine savuran zihniyeti sorgulamak lazım...
- Ayrıca hızlar olmayan altyapıyla artırılmaya çalışıldıkça artan aboneden ve yetersiz altyapıdan dolayı parazitiydi, PING'iydi gibi şikayetleri görmek, yıl 2017 iken direklerdeki telefon kablolarından verilen telefon ve internet hizmetini fark etmek, saha dolaplarının ne şekilde süründüğünü, teknik ekiplerin yetersiz ve bilgisiz olduğunu, müşteri hizmetlerinin fıs olduğunu fark etmek için internette firmanın adını yazıp şöyle bir dolaşmak yeterlidir, alim olmak gerekmez... Üstelik artan aboneden ve yapılmayan yatırımdan dolayı hızların 8 megabitten bile aşağıya seyirttiğini zaten biliyoruz... Kalkacak AKN ile SNR Marginlerin nasıl sürünüp, PING'lerin nasıl fırlayacağını, artacak fiyatlarla ve verilemeyen hizmetle milletin nasıl sömürüleceğini hepimiz göreceğiz... Sözü CHP'ydi MHP'ydi v.s. evirip çevirmek, önündeki tabağa bakmadan teee 1900 bilmem kaçlara gitmek gerekmez...
- Bunları da geçtim, asıl sorgulanması gereken 2008'deki abone sayısını 2'ye katladık deyip de zarar ettim diye açıklama yapan TEKEL bir firmanın işgüzarlığıdır (İşin güzel yanı alanında tekel olan bir firmanın nasıl zarar ettiği konusu... Kar marjı düşük veya da zararda olan diğer firmaları bünyesine dahil etse bile alanında tekel ve bu kadar pahalı bir internet hizmeti sağlarken nasıl zarar ettiği sorgulanması gereken bir konu...). Yıl 2017 iken ve diğer ülkeler artık bu işlemi uydu üzerinden halletmeye başlamışken biz neden memlekette halen 30 yıllık direkteki bakıroptik(!)ten internet hizmeti alıyoruz, bu sorgulanmalıdır... Sonuçta sorun 2007'de şuydu A şu yaptı, B bu yaptı değil, 2007'de x ülkesinde ne idi, altyapısı ne idi, orada asgari ücretin ne kadarına denk gelmekte idi, Türkiye'de ne idi, 2017'de x ülkesinde ne durumda, bende ne? dir. Özel olunca madem hizmet almaya başladıysak ve x ülkesindekine göre ülkemdeki sağlayıcı tekel ise x'den çok çok daha iyi hizmet beklemek müşteri olarak hakkımdır. Bunun için fazla söze gerek yok...
Hizmet 128 KBPS iken eve aldım, 56k'yı da bilirim, ISDN'i de bilirim, Türkiye'de ilk mail hizmetinin ilk gününü de bilirim, bazılarına yazacak şey çok ama gerek yok. Uzun zamandır da internet kullanmaktayım, fakat son dönemdeki kadar işgüzarlık görmedim, sorun çözme sıfıra indi...
Olayın döndülürüp dolaştırılıp partilere bağlanıp, muhalifleştirilmesi, siyasileştirilmesi, laf cambazlığıyla çarpıtılması da ayrıca gülünçtür... Önündekine bakmadan teee nenesinin fii tarihinden doğru veya yanlış sonuç çıkarmaya çalışmak ironiktir...
Satış olayına gelirsek, 21 yıllığına ha kiralamışsın, ha satmışsın. 21 yıl, 21 gün veya 21 ay değil dikkat ederseniz... 21 yıl sonra firma ne halde olacak, ne halde geri alınacak? burası mühim...
Bugünde aynısı yapılmıyor mu? Yabancı yatırımcı baraj yapıyor, köpü yapıyor, yap işlet devret ile, işletip işletip parasını yiyecek, enkazını bizlere bırakıp gidecek... Bir köprünün, bir barajın ömrü kaç yıl Allah aşkına? :) Köprü yapılıyor, vatandaşın vergileriyle döner hale gelen devletin hazinesi teminat gösteriliyor, vatandaş geçmeyince bindiriliyor vergi... Vatandaş geçmediği veya geçmeyeceği köprünün vergisini 20 yıl 30 yıl (neyse artık...) çatır çatır cebinden ödeyecek... Bakan Bey de geçmesen de ödeyeceksin demiyor mu?
Özelleştirme dediğin illet işte budur, ülkenin malını babalar gibi satarsın, "Devletün maluğ gomünüst recimleğde oluğğğ..." diye ortalarda komünizm'in anlamını bilmeden terörist diye diye dolanırsın (şimdi bunu söyledim ya garanti komünist damgası yerim :D ), sonra da dönüp arkana baktığında hazinenin sadece vergilerle doldurulabildiğini görürsün. Özel harcama dersin, lüks dersin, her bir haltı bu yolla zamanında deprem vergisi diye çıkartılıp sonra uyanıklıkla ÖTV ve ÖİV denen vergilere evrimleştirip vatandaşı iliğine kadar sömürürsün. Telefonu, oyun konsolu, televizyonu, buzdolabı, süpürgesi, çamaşır makinesi v.s. bugün alınmadığı ürün veya sektör var mı? Bugün birçok ülkede evlere giren ürün ve hizmetler ülkemizde lüks mü? Anlayana...
Dünya'nın üretim yoğun ekonomiye geçtiği dönemde kazanandan değil, harcayandan çeşitli bahanelerle vergi toplarsın, ucuz ürün bulamayan vatandaş gümrük limitiyle ürün alımına yüklenince limit düşürüp liste yayınlar dolambaçlı ifadelerle gümrük vergisine tabi tutarsın, wi-fi sinyali tutan tüm cihazları dolambaçlı ifadelerle aynı şekilde trt bandrolüne, gümrük vergisine tabi tutarsın, telefon getirmeye limit koyarsın, paypal'ı vergi ödemiyor ve sunucuları burada değil bahanesiyle kapı dışarı edip yurtdışı alışverişini kesersin, kesersin de bu ekonomiyi böyle küçük hesaplarla daha ne kadar çevirirsin?
Yazık bu ülkenin geleceğine... Biz yine şanlıymışız... Bizden sonraki nesil bu düzenin acılarını ciddi ciddi çekecek...
Selametle...
1 Kişi Okuyor (0 Üye, 1 Misafir) 1 Masaüstü
GENEL İSTATİSTİKLER
4013 kez okundu.
56 kişi, toplam 60 yorum yazdı.
HABERİN ETİKETLERİ
türk telekom, fiber ve