Alüminyum-kaya kompoziti ile güneş enerjisi depolanacak

Enerjiyi depolamada yeni yöntem: Alüminyum ve kaya
100 MWh’ye kadar depolama
Yorumlar

Metin Akpınar

Teknoloji Editörü

Alüminyum-kaya kompoziti ile güneş enerjisi depolanacak — Birleşik Krallık merkezli girişim **Caldera**, güneş enerjisinden elde edilen ısıyı talep üzerine kullanılabilir hale getiren yeni bir depolama teknolojisi geliştirdi. Geleneksel gaz kazanlarının yerini almayı amaçlayan bu sistem, geri dönüştürülmüş **alüminyum ve volkanik kayalardan** oluşan bir kompozit kullanarak **ısıyı 500°C'ye kadar depolayabiliyor** ve bu ısıyla buhar üretebiliyor.

Enerjiyi depolamada yeni yöntem: Alüminyum ve kaya

Caldera’nın Megacell adını verdiği bu yeni teknoloji, endüstriyel süreçlerin karbonsuzlaştırılmasına katkı sağlamayı ve sahada üretilen fotovoltaik enerjinin depolanmasını hedefliyor. Alüminyum ve kaya kompozitinden oluşan çekirdek, kaya, kum veya betona dayalı diğer depolama teknolojileri ile benzer termal depolama kapasitesine sahip.

Caldera’nın açıklamasına göre, vakumlu tasarım ısı iletimi ve konveksiyonunu önleyerek enerji kaybını minimize ediyor. Ek olarak, radyasyon kayıplarını önleyen ek bir malzeme de kullanılıyor. Sistem içindeki kapalı buhar döngüsü, yüksek saflığı koruyarak katı maddelerin birikiminden kaynaklanan olası bozulmaları önlüyor. Sistemin kompakt yapıda olması da kurulum süreçlerini ve mailyetlerini düşürüyor.

100 MWh’ye kadar depolama

Caldera, sistemin 1.3 MWh, 4 MWh ve 5.3 MWh kapasiteli versiyonlarını sunuyor. Sistem; buhar jeneratörü, kompakt bir trafo merkezi ve depolama kazanı ile birlikte geliyor. En küçük versiyonu 6 metre x 14 metre x 7.3 metre ölçülerinde ve 27 ton ağırlığında. En büyük versiyon ise 9 metre yüksekliğe ulaşıyor ve 82 ton ağırlığa sahip. Modüler yapısı sayesinde birden fazla ünite birleştirilerek 100 MWh’ye kadar depolama kapasitesi sağlanabiliyor.

Caldera, bu teknolojinin 4 MWh’lik ilk prototipini halihazırda inşa etti. Bu adımla birlikte şirket, güneş enerjisi depolama ve kullanımında devrim niteliğinde bir çözüm sunduğunu iddia ediyor. Bu sistemin, endüstriyel alanlarda karbon emisyonlarını azaltmak için önemli bir alternatif olacağı öngörülüyor.