Fosilden elektriğe hızlı geçiş
Rapora göre 2015-2023 döneminde Çin’de binalar, sanayi ve ulaşım sektörlerinde nihai enerji tüketiminde fosil yakıtların payı yüzde 1,7 azalırken elektrik kullanımı yüzde 65 arttı. 2025’in ilk yarısında elektrik üretiminde fosil kaynaklardan elde edilen enerji geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2 düşerken, rüzgar ve güneşten gelen üretim sırasıyla yüzde 16 ve yüzde 43 artış gösterdi. Haziran 2025’e kadar geçen 12 aylık süreçte ise rüzgar ve güneş, ilk kez hidroelektrik, nükleer ve biyokütleyi geride bırakarak en büyük temiz enerji kaynakları oldu.
Atılımın küresel etkileri
Çin, yalnızca kendi enerji sistemini dönüştürmekle kalmıyor, dünyayı da etkiliyor. Güneş panellerinin yüzde 80’ini, rüzgar türbinlerinin yüzde 60’ını Çin üretiyor. Ayrıca elektrikli araç, batarya ve ısı pompası ihracatında da lider durumda. Ülke, dünya genelindeki temiz enerji patentlerinin dörtte üçünü tek başına alıyor. Bu teknoloji akışı, maliyetleri düşürerek gelişmekte olan ülkelerin doğrudan temiz enerjiye geçmesine olanak tanıyor. Nitekim 2024’te yükselen ekonomilerin dörtte biri, ABD’den daha yüksek oranda enerji tüketimini elektrikten karşıladı; bunların üçte ikisi ise güneşten daha fazla pay aldı.
Çin, uzun yıllar boyunca küresel fosil yakıt talebinin en büyük itici gücü olmuştu. Ancak elektrifikasyonun hızlanması ve ucuz temiz teknoloji ihracatının büyümesiyle ülkenin fosil tüketimi kalıcı bir düşüş trendine girmiş durumda. Bu gelişme, fosil ihracatçısı ülkeler için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Ember uzmanları, Çin’in enerji talebindeki bu kırılmanın, küresel ölçekte fosil yakıtlarda yapısal bir düşüşün başlangıcı olabileceğini belirtiyor.
Bu haberi ve diğer DH içeriklerini, gelişmiş mobil uygulamamızı kullanarak görüntüleyin: