
Türk Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu’nun daha önce Warships International Fleet Review dergisine verdiği röportajda, nükleer denizaltı inşa hedefinin altını çizdiği hatırlanırken, Tümamiral Yılmaz’ın açıklamaları bu stratejik vizyonun sahaya yansımaya başladığını gösteriyor.
NÜKDEN projesi resmen duyuruldu
Türkiye’nin halen yürütmekte olduğu MİLDEN (Milli Denizaltı) projesiyle birlikte, NÜKDEN hamlesi, deniz kuvvetlerinin caydırıcılığını ve hareket kabiliyetini niteliksel olarak bir üst seviyeye taşıyacak. Tümamiral Yılmaz, bu stratejik değişimin gerekçelerini şöyle özetledi: “Ulusumuzun güvenliği, caydırıcılık duruşumuz, yetki ve ilgi alanlarımızın kapsamı ve milli uçak gemimizin liderliğindeki görev gruplarına gereken destek, bir nükleer denizaltı edinilmesini zorunlu kılmaktadır.”

Reaktör tipi henüz netleşmedi
Projenin en kritik bileşeni olan nükleer reaktör tipi ise halen değerlendirme aşamasında. Fezibilite ve mühendislik analizleri devam ederken, daha önceki analizler erimiş tuz reaktörlerine (Molten-salt reactor) - MSR) işaret etmişti. Bu tür reaktörlerin deniz platformlarına uygun kompakt yapılarıyla öne çıktığı biliniyor.
Bir nükleer denizaltının uçak gemisi görev grubuna entegre edilmesi, ilgili deniz kuvvetine ciddi stratejik kazanımlar sağlar. Bu tür denizaltılar, yakıt ikmali gerektirmeksizin aylarca deniz altında kalabildiğinden, görev gücünün menzilini ve harekât süresini kayda değer ölçüde artırır. Sessiz ve derinden ilerleyebilen yapıları sayesinde, görev grubuna görünmez bir koruma kalkanı oluşturarak düşman unsurlar üzerinde sürekli bir belirsizlik ve baskı yaratır. Gerektiğinde seyir füzeleri ve torpidolarla yüksek hassasiyetli vuruşlar yapabilen bu platformlar, caydırıcılığın ve operasyonel derinliğin temel taşlarından biridir. Bu sayede uçak gemisi etrafındaki kuvvet yapısı, yalnızca havadan değil, aynı zamanda denizaltından da güçlü bir saldırı ve savunma kapasitesine ulaşmış olur. Bu da Türkiye’nin "mavi vatan" doktrini doğrultusunda açık denizlerde etkinliğini artırma hedefi için olmazsa olmazlardan. Böyle bir güç grubu ile Türkiye, Hint Okyanusu ve Kızıldeniz gibi stratejik bölgelerde uzun süreli varlık gösterebilir.
NÜKDEN projesi ne kadar sürecek?
Öte yandan NÜKDEN projesi üzerindeki mevcut bilgilere baktığımızda programın henüz yolun başında olduğunu belirtmek gerek. Bu da NÜKDEN için bir takvim vermenin mümkün olmadığı anlamına geliyor. Türkiye ve Kuvvet, NÜKDEN projesini "MİLDEN sonrası" olarak planlıyor.
Türkiye daha önce nükleer denizaltı ya da nükleer tahrikli herhangi bir deniz platformu üretmemiş bir ülke olarak, reaktör tasarımı, güvenlik protokolleri, enerji dönüşüm sistemleri ve entegre tahrik sistemleri gibi kritik alanlarda sıfırdan bir yetenek geliştirmek durumunda. Bunun bir de yasal uluslararası düzenlemeli bulunuyor.
Tümamiral Yılmaz’ın belirttiği üzere, henüz reaktör tipi bile netleşmiş değil. Bu da temel teknolojik yönelimlerin hâlâ değerlendirme aşamasında olduğunu gösteriyor. Konvansiyonel bir denizaltının bile tasarım, prototipleme ve deniz testleri dahil envantere girişi ortalama 8-10 yıl sürebilirken bu, söz konusu nükleer denizaltı olduğunda daha uzun sürmekte.
MİLDEN projesinin resmi başlangıcı 2019’du ve ilk platform için kaynak işlemi 2024 sonunda yapıldı. İlk teslimat için ise 2031 yılı öngörülüyor. Bu zamanlama, NÜKDEN’in ne zaman teslim edileceği konusunda bir kılavuz olacaktır.
Bu haberi ve diğer DH içeriklerini, gelişmiş mobil uygulamamızı kullanarak görüntüleyin:


9 Kişi Okuyor (1 Üye, 8 Misafir) 2 Masaüstü 7 Mobil
3755 kez okundu.
13 kişi, toplam 14 yorum yazdı.
HABERİN ETİKETLERİ
Türkiye Haberleri, türk deniz kuvvetleri ve