Londra Üniversitesi Akademisi (UCL), Cambridge Üniversitesi ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) araştırmacıları, gelecekte daha da artması beklenen uzay turizminin iklim üzerindeki etkilerini modellediler. Ekip, etkileri hesaplayabilmek için 2019 yılında gerçekleştirilen roket fırlatmalarından elde edilen verileri kullandı.
Uzay turizminin iklim üzerindeki etkileri
Uzay turizminin çevresel etkisi üzerine araştırmalar yapan ekip, 2019 yılında fırlatılan toplam 103 roketten bilgiler topladı. Roket fırlatmalarından ve gezegenimize yeniden girişten yayılan siyah karbon(kurum) parçacıklarının atmosferde ısıyı tutmada diğer tüm kurum kaynaklarından (yüzey ve uçak) yaklaşık 500 kat daha etkili olduğu görüldü.
Gerçekleştirilen çalışma, roketlerin sebep olduğu toplam ozon kaybının asgari düzeyde olduğunu gösterirken uzay turizmine karşı artan ilginin gelecekte özellikle ilkbahar döneminde Kuzey Kutbu'ndaki üst stratosferik ozon tabakasının tükenmesine neden olabileceğini ortaya koyuyor. Ekip, bunun sebebi olarak katı yakıtlı roketleri ve geri dönen uzay aracının yeniden giriş ısıtmasını gösteriyor. Ayrıca stratosferik ozona enkazdan kaynaklanan kirleticilerin de olumsuz etkisinin oldu belirtildi.
Çalışmanın ortak yazarı Dr. Eloise Marais: "Roket fırlatmalarından kaynaklanan kurum parçacıkları, uçaklara ve diğer kaynaklara göre çok daha büyük bir iklim etkisine sahip. Şu anda gerçekten hızla büyüyen bu endüstriyi düzenlemek için gerekli en iyi strateji konusunda uzmanlar arasında gerçekleştirilecek bir tartışma ortamına ihtiyacımız var." dedi.
Etkilerin analizi için modelleme kullanıldı
Çalışma kapsamında 103 fırlatmadan toplanan veriler, iklim ve ozon tabakası üzerindeki etkinin araştırılması için bir 3D atmosferik kimya modeline dahil edildi.
Araştırmalar, kurumdan kaynaklanan ısınmanın 3,9 mW m-² olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte, SpaceX tarafından kerosen ve Virgin Galactic tarafından hibrit sentetik kauçuk yakıtların kullanılması nedeniyle ısınmanın uzay turizminin başlamasıyla beraber üç yıl içerisinde iki kattan daha fazla(7.9 mW m-²) artması bekleniyor.
Ekip, uzay turizmi için günlük veya haftalık roket fırlatma senaryosu altında stratosferik ozon tabakası üzerindeki etkinin, ozon tabakasını incelten maddelere yönelik küresel yasak getiren Montreal Protokolü'yle sağlanan başarılı sonuçları tehdit edebileceğini söyledi.
Çalışmanın yazarlarından Dr. Robert Ryan: "Montreal Protokolü sonrası atmosferin güçlü ozon geri kazanımı gösteren tek kısmı üst stratosferdi ve bu tam olarak roket emisyonlarının etkisinin en çok vuracağı yer. Çalışmalar öncesinde ozon iyileşmesinin ilerlemesini tehdit eden bu büyüklükte ozon değişiklikleri görmeyi beklemiyorduk." ifadelerinde bulundu.
Ekip, gerçekleştirilen çalışmanın uzay turizmi sebebiyle stratosferik ozon tabakasına ve iklime verilen zararın en aza indirebilmesi için yapılması gereken düzenlemelerin ilk adımı olabileceğini söylüyor.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz: