Türkiye, 2016 yılında imzaladığı Paris İklim Anlaşması dâhilinde 2013 yılında UNFCCC'nin dökümanında öngörülen 1.175 milyon ton CO2 emisyonun değerini 929 milyon CO2 eşdeğerine düşürmeyi taahhüt etti.
Enerji arz güvenliğinin sağlanması ve dışa bağlılığın azaltılması çalışmalarının sonucunda 2030 yılında elektrik üretimi için 2013'e kıyasla 16.500 MW kömür santrali kapasitesi eklenecek. Bunun etkisi olarak yukarıda da bahsettiğimiz gibi yıllık yaklaşık 82 milyon ton karbon emisyonu artışı olacak. Bu artış ile birlikte ülkemizde 2030 yılında toplam 1.011 milyon ton karbon emisyonu salınımı gerçekleşecek.
Karbon emisyonu hedefinin tutturulması için güneş ve rüzgar YEKA ihaleleri gerçekleştirildi. Bugüne kadar tamamlanan ve yapılması planlanan ihaleler ile birlikte toplam 5000 MW kapasitenin alternatif enerji yoluyla elde edilmesi sağlanacak. Bu da karbon emisyonu hedeflerinin tutturulması için önemli bir hamle olacak.
Emisyon hacminde Çin yüzde 20’yi, ABD yüzde 18'i, AB ülkeleri yüzde 12’yi, Rusya yüzde 8’i, Hindistan yüzde 4’ü, Japonya yüzde 4’ü, dünyadaki diğer ülkeler yüzde 34’ü oluşturuyor. Türkiye, tablodaki payın yüzde 1'ini temsil ediyor.
İlginizi Çekebilir
Karbon Emisyonu Nedir?
Karbon emisyonu, en basit ifadeyle karbonun atmosfere salınması anlamına gelmekte. Dünya nüfusunda kontrolsüz artış, sanayileşme, kentleşme gibi faktörlerden dolayı enerji ihtiyacı talebi giderek artmakta. Günümüzde enerjiyi fosil yakıtlar ve yenilebilir enerji kaynaklarından elde ediyoruz. Küresel enerji ihtiyacının %87'si petrol, kömür, doğal gaz gibi fosil yakıtlardan elde edilmektedir. Fosil yakıtların yoğun ve bilinçsizce kullanımı; çevre kirliliği, küresel ısınma ve karbon emisyonu artışına neden olmaktadır. Uluslararası Enerji Ajansı’nın öngörülerine göre 2050 yılına kadar fosil yakıtlara olan talep artacak ve buna bağlı olarak karbon emisyonu değerlerinde %130’luk artış gözlemlenecek.
Karbon emisyonu artışı ve iklim değişikliğine önlem olarak global anlamda bir takım anlaşmalar bulunuyor. Kyoto Protokolü ve Paris İklim Anlaşması en bilinenleri. Emisyonu azaltmak için bazı ülkeler yoğun çaba sarf ediyor. Örneğin Norveç, 2030 yılına kadar karbon emisyonunu sıfıra indirmeyi hedefliyor.
ABD'nin Paris İklim Anlaşması'ndan Çekilmesinin Etkileri
Trump'ın seçilmesi sonucu ABD, Paris İklim Anlaşması'ndan çekildi. Trump, açık açık karbon emisyonunun uydurma olduğunu söylüyor.
Türkiye Paris İklim Anlaşması'ndan Çekilebilir
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz ay yaptığı açıklamayla Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması'ndan ayrılabileceğini açıkladı. Paris İklim Anlaşması kapsamında Türkiye gelişmiş ülke olarak kabul ediliyor. Anlaşma gereği Türkiye gelişmekte olan ülkelere finansal destek sağlamakla yükümlü.
Erdoğan, Türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler arasında değerlendirilmesini istiyor. Türkiye bu kategoriye girerse finsal destek sağlamak yerine Yeşil İklim Fonu'ndan finansal yardım alacak. Paris İklim Anlaşması'nın TBMM'deki onay süreci henüz tamamlanmadı. Türkiye, dilerse anlaşmadan çekilebilir.
Gelecek nesillere yaşanabilir bir hayat bırakabilmek için bir takım önlemler alınmamız şart. Son aylarda ülkemizde alternatif enerjinin kullanılması için önemli adımlar atıldı. Dileriz bu çalışmaların devamı gelir ve karbon emisyonu azaltılır.
https://home.kpmg.com/tr/tr/home/media/press-releases/2017/07/abd-paris-anlasmasi-karari.html Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,
istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:


Haber de emisyon kısıtlamasının ülke ekonomilerini kısıtmalarından bahsediliyor zaten Abd bunun için çıkıyor. Türkiye de bunun için çıkacaktır bu paris antlaşmasından. Ama beyni iğdiş edilmiş veledler bunu sorgulama yetisinden zaten soyutlandıkları için ağızları salyalı şekilde saldırıyorlar
İşin ilginç tarafı tam ortalama bir ülkeyiz diyebilirim. Nüfusumuz 79 milyon civarında ve yaklaşık 7,5 milyarlık dünya nüfusunda %1'i oluşturuyoruz. Türkiye'nin yıllık GSYİH'sı 750 milyar dolarken dünyanın toplamı yanlış hatırlamıyorsam 70 trilyon dolardı. Burada da %1 çıktık. Karbon emisyonunda da %1 çıktık. Cidden ilginç. :D
"Emisyon hacminde Çin yüzde 20’yi, ABD yüzde 18'i, AB ülkeleri yüzde 12’yi, Rusya yüzde 8’i, Hindistan yüzde 4’ü, Japonya yüzde 4’ü, dünyadaki diğer ülkeler yüzde 34’ü oluşturuyor. Türkiye, tablodaki payın yüzde 1'ini temsil ediyor."
Türkiye emisyon hacminde sadece %1 'lik yer almasına rağmen hedef tahtasına oturtulmaya çalışıyor.
Amerika karbon emisyonunda %18 ile yer almasına rağmen ben emisyon falan düşürmem, ekonomim zarar görüyor diye Paris anlaşmasından çekiliyor.
Bizim gerizekalı muhalif ise gelmiş, konuyu anlamadan aklı sıra dikilen ağaçlarla dalga geçip ülkesini kötüleme derdinde. Böyle gerizekalı muhalifler varken düşmanın fazla bir şey yapmasına gerek yok.
Onlar 100 yıldır dünyayı belledi ama olsun suçlu biziz.
Hayır suçu Chp ya da Akp'ye atınca kendine atmış olduğunu anlayamıyor insanlar. Bak biz Çin diyoruz orada kim diye sormuyoruz Çin. Sen % 1 için suçlu biziz diye ağlıyorsun.
Ne diyelim emperyalizm böyle de bir şey. Adama tecavüz eder sonra neden etek traşı olmadım, ayıp oldu tecavüzcüye diye üzülmeni sağlar.
egzoslar
bunların gerçekten iyi denetlenmesi gerekiyor
paraya tamah etmiş özel şirketlere yetki verilmemeli
kendi felaketimizi hazırlıyoruz.
zaten konudaki trollerin ne kadar laubali olduğunu görüyoruz.
Bunların düşünceleri iktidarda şu an.
Bu ülkeden ne hayır bekleyeceksiniz ki.
1 Kişi Okuyor (0 Üye, 1 Misafir) 1 Masaüstü
GENEL İSTATİSTİKLER
8555 kez okundu.
13 kişi, toplam 13 yorum yazdı.
HABERİN ETİKETLERİ
iklim değişikliği, paris iklim anlaşması ve