
En yakın rakibinin üç katı büyüklükte olacak
Yıllık 300 milyar kilovat-saatlik elektrik üretim kapasitesine sahip olması beklenen proje, halihazırda dünyanın en büyük hidroelektrik santrali olan Çin'deki Üç Boğaz Barajı’nın üç katı enerji üretecek.
Proje ilk olarak Çin’in 2020 yılında açıklanan 14. Beş Yıllık Kalkınma Planı’na dahil edilmiş, resmi onay ise 2024’ün sonlarında verilmişti. Edinilen bilgilere göre, baraj beş kademeli hidroelektrik santralinden oluşacak ve yaklaşık 60 GW enerji üretme kapasitesine sahip olacak. Toplam yatırım maliyetinin ise yaklaşık 1.2 trilyon yuan (yaklaşık 167 milyar dolar) olması bekleniyor.
Projenin büyüklüğünü daha iyi anlayabilmek adına, Türkiye'nin mevcut hidroelektrik santrallerin toplamda 33 GW güce sahip olduğunu belirtelim.
Hindistan ve Bangladeş’te projeye yönelik endişeler bulunuyor
Yarlung Tsangpo Nehri, Tibet Platosu’ndan doğarak Hindistan’ın kuzeydoğusundaki Arunachal Pradesh ve Assam eyaletlerinden geçip Bangladeş’e ulaşarak Brahmaputra Nehri adını alıyor. Nehirin uluslararası sınırları aşan yapısı nedeniyle Çin’in bu hamlesi, özellikle Hindistan ve Bangladeş’te su kaynaklarının azalması, tarımsal ve çevresel etkiler nedeniyle endişelere yol açtı.
Bölgesel kaygıları hafifletmek amacıyla Çin, projenin ekolojik sistemlere, jeolojik dengeye ve komşu ülkelerin su haklarına zarar vermeyeceğini savunarak kapsamlı bilimsel değerlendirmelerin yapıldığını bildirdi.
Çin Dışişleri Bakanlığı da barajın doğal afetlere karşı önlem niteliği taşıdığını, iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sunduğunu ve bölgesel enerji iş birliğini teşvik edeceğini vurguladı. Ayrıca barajın siyasi baskı aracı olarak kullanılmayacağını da belirtti.
Ancak bu açıklamalara rağmen, Hindistan ve Bangladeş'te endişeler devam ediyor. Uzmanlar ve yetkililer, Çin'in siyasi gerginlik dönemlerinde nehir akışını manipüle ederek yapay taşkınlara veya kuraklıklara neden olabileceği ihtimalini gündeme getiriyor.
Çevre örgütleri ise projenin biyolojik çeşitliliği tehdit edebileceği, yerel halkın yerinden edilmesine yol açabileceği ve hassas Himalaya ekosistemini bozabileceği yönünde uyarılarda bulunuyor.
Bu haberi ve diğer DH içeriklerini, gelişmiş mobil uygulamamızı kullanarak görüntüleyin:

