
Özellikle 2020'den bu yana belirginleşen bu hızlanma eğiliminin ardında çok sayıda jeofiziksel faktör yatıyor. Ancak bilim insanlarına göre en büyük etkenlerden biri, Ay’ın Dünya’nın ekvator düzlemine olan uzaklığındaki değişimler. Şu anda Ay, Dünya’nın ekvatorundan maksimum uzaklıkta olduğu konumlardan birinde bulunuyor ve bu durum, gezegenimiz üzerindeki gelgit frenlemesini azaltarak dönme hızını artırıyor.
Ay'ın Salınımları, Dünyanın Dengesini Değiştiriyor Olabilir
Yeryüzündeki bu mikroskobik ama ölçülebilir değişim yalnızca zaman hesaplamalarını değil, aynı zamanda gezegenin fiziksel dengesini de etkiliyor olabilir. Ay’ın yaklaşık 18.6 yıllık “düğüm döngüsü” boyunca gerçekleşen sapmalar (yani kuzey ve güney yönünde ekvatora göre yaptığı açısal salınımlar), gelgitleri, hatta bazı araştırmalara göre küresel iklim desenlerini bile etkileyebiliyor. 2006’daki “büyük Ay durağanlığı” sırasında, Ay’ın salınımları hem gelgit hareketlerini hem de Pasifik üzerindeki sıcaklık desenlerini ciddi biçimde etkilemişti.
Bu tür salınımlar sırasında, Ay’ın doğuş ve batış noktalarında gözle görülür değişiklikler yaşanıyor. Ay’ın adeta “ufukta sabitlendiği” ve yön değiştirmeden önce duraksadığı bu fenomen, geçmişte çeşitli kültürler tarafından da dikkatle takip edilmişti. 2024–2026 arasında yeniden yaşanmakta olan bu “büyük durağanlık” döngüsünün, gezegenin dönme hızında gözlenen değişimle aynı döneme denk gelmesi, bilim insanlarının dikkatini çekiyor.
Günlerdeki Kısalma GPS ve Uydu Sistemleri İçin Sorun Yaratabilir
IERS’e göre önümüzdeki haftalarda da benzer kısa günler yaşanacak. 22 Temmuz’un 1.38 milisaniye ve 5 Ağustos’un ise 1.5 milisaniye kadar daha kısa sürmesi bekleniyor. Her ne kadar bu sapmalar sıradan insanlar için fark edilmez düzeyde olsa da GPS ve uydu tabanlı sistemler gibi atomik zaman doğruluğu gerektiren teknolojiler için kritik önem taşıyor.
İşin ilginç yanı, bu durumun Dünya’nın uzun vadeli yavaşlama eğilimiyle çelişiyor olması. 1972’den bu yana dönme hızındaki yavaşlama nedeniyle zaman zaman saatlerimize “artık saniyeler” eklenmişti. Ancak 2016’dan bu yana böyle bir düzeltmeye ihtiyaç duyulmadı. Şimdi ise uzmanlar, 2029 yılı civarında tarihte ilk kez bir “negatif artık saniye” eklenmesi gerekebileceğini, yani saatlerden saniye çıkarılabileceğini söylüyorlar.
Dünya'nın Dönme Hızı Dört Temel Sistem Sayesinde Ölçülüyor

Sonuç olarak, gezegenimizdeki bu mikroskobik zaman kaymaları, yalnızca teknik birer veri olarak değil, Dünya-Ay sisteminin karmaşık etkileşimleri ve iklimle olan bağlantılarını anlamamız açısından da kritik birer ipucu sunuyor. Uzmanlara göre, Dünya’nın her zamankinden daha hızlı dönmeye başlaması, yalnızca bir astronomi konusu değil; aynı zamanda gelecek yıllarda teknoloji, çevre ve zaman algımızı etkileyebilecek potansiyel bir değişimin ilk sinyalleri olabilir.
Bu haberi ve diğer DH içeriklerini, gelişmiş mobil uygulamamızı kullanarak görüntüleyin:

