Akdeniz’deki muhtemel zengin petrol ve doğal gaz rezervleri, Mavi Vatan sınırları gibi durumlar ile artan Türkiye - Yunanistan geriliminde öngörülemeyen yeni bir kriz var. Yenilenebilir enerji kaynakları son dönemde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son derece önemli. Adı üstünde yenilenebilir denilen bir enerji türü nasıl olur da krize sebep olur ki… İşte bu noktada da Adalar Denizi’ndeki bilinmezlikler işi kritik seviyeye taşıyor. Önce gelin bu durumun tetikleyici olabilecek konunu teknik yüzeyine bir bakalım.
Türkiye’nin rüzgar potansiyeli
Ülkemiz rüzgar enerjisi anlamında hiç de yabana atılmayacak kadar önemli bir potansiyele sahip. Uzun yıllardır yapılan araştırmalarda Türkiye’nin kaynaklar verimli bir şekilde kullanılabilirse 48 bin megavatlık bir potansiyeli olduğundan bahsediliyordu. Bu rakamın ne kadar etkileyici olduğunu kanıtlamak adına Türkiye’nin kurulu elektrik üretim tesislerinin tam kapasite kullanımında ortaya çıkacak muhtemel rakama bakmak yeterli olacaktır. Mart 2021 itibariyle açıklanan resmi rakamlara göre tüm alanlarda (doğal gaz, güneş, rüzgar, hidro elektrik, kömür vs) toplam kapasite 97 bin megavat seviyesinde. Tesislerin her zaman tam kapasite üretim yapamayacağı gibi durumları da düşünecek olursak 48 bin megavatlık kapasitenin ne kadar önemli olduğu açık.
Yıllardır 48 bin megavat olarak kabul gören rüzgar gücü kapasitesi rüzgar türbinlerindeki yeni nesil teknolojiler ile tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yeniden hesaplanmaya başlandı. 5 megavatlık yeni nesil rüzgar türbinlerinin ülkemizde kurulabileceği alanlar hesaba dahil edilince kapasite 120 bin megavat olarak hesaplandı.
Tüm dünyada zaten böylesi bir dönüşüm var ve ülkemizde de hem 5 megavatlık türbinlerin üretimi hem de olası kurulum alaları için önemli çalışmalar yürütülüyor. Kaba bir ifadeyle sadece rüzgar kapasitesi ülkemizin mevcuttaki kurulu gücün üzerinde gerçekleşiyor. Tabi türbinler her zaman tam kapasite çalışamayacağı için bu ifadeler biraz ütopik ancak potansiyel gerçekten çok çok yüksek.
Peki bu rüzgar kapasitesi nasıl olacak da bizi Yunanistan ile savaşın eşiğine getirecek? Su üstü rüzgar türbinleri Norveç, İngiltere başta olmak üzere denize kıyısı olan birçok ülkede popülaritesi yükselen bir trend. Bu türbinlerin kurulması içinse denizin görece sığ olduğu yerler veya kayalıklar önem taşıyor.
Adalar Denizi’ndeki kayalıkların önemi
Adalar Denizi’nde irili ufaklı yüzlerce kayalık var. Hem bu kayalıklar hem de kayalıkların etrafı, rüzgar türbinlerinin kurulması için son derece kıymetli alanlar. Sorun şu ki Adalar Denizi’ndeki birçoğunun adı bile konulmamış irili ufaklı bu kayalıklar Yunanistan ile Türkiye arasında itlaflı durumda. Hâl böyle olunca bizim Mavi Vatan doktrini ile ufak kayalıklar çevresindeki rüzgar türbini hamlemiz savaşa açıkça kapı aralamak olabilir.
Muhtemel ki ilerleyen dönemde Akdeniz’deki doğal gaz ve petrol kaynakları kadar Adalar Denizi’ndeki yüksek rüzgar enerjisi potansiyeli de üst perdeden dile gelmeye başlayacaktır. Hesaplamalara göre Türkiye’nin denizlerde de 100 bin megavatın altında olmamak üzere bir rüzgar enerjisi potansiyeline sahip olabileceğinden bahsediliyor ki bu rakamın ciddi bir kısmı Yunanistan ile Türk deniz kuvvetlerinin hararetini yükseltmeye yetecek şekilde Adalar Denizi içerisinde yer alıyor.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:
1 Kişi Okuyor (0 Üye, 1 Misafir) 1 Masaüstü
GENEL İSTATİSTİKLER
75926 kez okundu.
23 kişi, toplam 26 yorum yazdı.
HABERİN ETİKETLERİ
Türkiye Haberleri, rüzgar enerjisi ve