
Hemen hemen her büüyk teknoloji şirketi belirli bir ölçüde yapay zekayı kullanıyor. Sundar Pichai, geçen yıl üçüncü çeyrek mali sonuç açıklamasında Google'un kod yazımında %25 oranında yapay zekayı kullandığını açıklamıştı.
Şu an itibarıyla yapay zekâ, çoğunlukla tekrarlayan, veri yoğun ve öngörülebilir görevleri yerine getirmek için kullanılıyor. Bu da giriş seviyesi pozisyonların azaltılmasıyla kurumsal verimlilikte gözle görülür bir artış sağlıyor. Yapay zekâ tarafından üretilen kodlar son yıllarda önemli ölçüde gelişmiş olsa da, üretim ortamında sorun yaşanmaması için hâlâ kıdemli geliştiricilerin denetimine ihtiyaç duyuluyor.
Satya Nadella, yapay zekanın Python diliyle ürettiği kodlarda C++’a kıyasla daha iyi sonuçlar verdiğini de belirtti. Bunun nedeni, Python’un daha basit sözdizimi, dinamik yazım stili, hata işleme ve bellek yönetimi olarak belirtiliyor. C/C++ ise yerleşik bir çöp toplayıcıya (garbage collector) sahip değil ve düşük seviyeli kodlarla ilişkili bir programlama dili. Bu tür kodların otomasyonunun oldukça zor olduğu ifade ediliyor.
2030 yılına kadar %95'e çıkabilir
Microsoft’un teknoloji şefi Kevin Scott da daha önce yaptığı açıklamada, 2030 yılında yazılım kodlarının %95'inin yapay zeka ile üretileceğini öngördüğünü söylemişti. Bu öngörü, yazılım mühendisliğinde klasik yöntemlerin yerini artan oranda otomasyona bırakacağını gösteriyor. Tabi bu da, programcıların işlerini kaybetme korkusu taşımasına yol açıyor.
Bu haberi, mobil uygulamamızı kullanarak indirip,istediğiniz zaman (çevrim dışı bile) okuyabilirsiniz:

