
İmtiyaz süreci Danıştay'ın incelemesinde
TELKODER’in açıklamasına göre imtiyaz sözleşmesinin yenilenmesi için Danıştay görüşü alınması gerekiyor. TELKODER’in 17 Eylül 2025 tarihinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'ndan (BTK) aldığı yanıtta, “Tadil sözleşmesi henüz Danıştay'ın incelemesindedir ve süreç kesinleşmemiştir.” ifadesine yer verildi.
TELKODER, Türk Telekom’un henüz sonuçlanmamış süreci sonuçlanmış gibi sunarak kamuoyunu yanlış yönlendirdiği ve hukuki denetim mekanizmalarını devre dışı bıraktığını duyurdu. Danıştay görüşü alınmadan imtiyaz sözleşmesinin yürürlüğe girmesi hukuken mümkün değilken, bu durumun kesinleşmiş gibi sunulması yatırımcıları ve paydaşları yanıltıyor. TELKODER üyesi 20 işletmeci, yatırım planlarını ve gelecek stratejilerini bu kritik belirsizlik ortamında şekillendirmek zorunda kalıyor.
2005 yılında özelleştirme sürecinde şeffaflık ilkeleri hayata geçirilmiş ve rekabetçi güvenceler verilmişti. Buna göre imtiyazın yenilenmesi için Danıştay’ın onayının alınması ve Rekabet Kurumu’nun görüşünün alınması gibi süreçler bulunuyor. Rekabet Kurumu’nun görüşünün alınıp alınmadığı bilinmiyor.
TELKODER'den BTK'ya çağrı!
TELKODER, BTK’yı hukuki sürece saygı göstermeye, bu sürecin 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun öngördüğü serbestleşme ilkeleri doğrultusunda yürütmeye davet ediyor. Ayrıca, Türk Telekom’un yaptığı açıklamanın geri çekilmesi ve sürecin şeffaf biçimde yürütülmesi gerektiğini kamuoyuna duyuruyor. SPK'nın yanıltıcı açıklama konusunda harekete geçmesini, BTK'nın süreci şeffaf yönetmesini ve Danıştay'ın kamu yararını gözeterek değerlendirme yapmasını talep ediyor.
TELKODER’in açıklamasında öne çıkan kısımlar şöyle:
“Türk Telekom’un yaptığı açıklamada, BTK ile mevcut imtiyaz sözleşmesinin 28 Şubat 2026’dan 28 Ağustos 2050’ye kadar uzatıldığı iddia edildi; bu kararın şirket yönetim kurulu tarafından onaylandığı ve Sermaye Piyasası Kurulu’na sunulacağı duyuruldu. Ancak duyuru, sürecin en kritik aşamalarından biri olan Danıştay görüşü tamamlanmadan yapıldı. Bu durum hem hukuki teamüllere hem de kamu yönetiminde şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerine açıkça aykırıdır.
TELKODER olarak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na (BTK) yapılan bilgi edinme başvurusuna 17 Eylül 2025'te verilen resmi yanıt, gerçeğin bambaşka olduğunu ortaya koyuyor: Tadil sözleşmesi henüz Danıştay'ın incelemesindedir ve süreç kesinleşmemiştir. Bu bağlamda, Türk Telekom’un kamuoyuna yaptığı duyuru, henüz tamamlanmamış bir süreci “sonuçlanmış gibi” sunarak; kamuoyunu yanlış yönlendiriyor ve hukuki denetim mekanizmalarını devre dışı bırakıyor.
Danıştay görüşü alınmadan imtiyaz sözleşmesinin yürürlüğe girmesi hukuken mümkün değilken, bu durumun kesinleşmiş gibi sunulması hem sermaye piyasası mevzuatına aykırıdır hem de tüm paydaşları yanıltıyor.
- Usulsüzlük Var: Danıştay görüşü alınmadan yapılan bu duyuru, hukuki sürecin tamamlanmasını beklemeden kamuoyuna sunuluyor. Bu, açıkça usulsüzdür.
- Kamuoyu Yanıltılıyor: Sürecin tamamlandığı izlenimi yaratılarak hem yatırımcılar hem de sektör paydaşları yanıltılıyor.
- Rekabeti Zedeleyebilir: Bu tür tek taraflı ve kapalı kapılar ardında yürütülen işlemler, sektördeki rekabeti baltalayabilir ve alternatif işletmecilerin pazara erişimini zorlaştırabilir.
- Şeffaflık Yok: Sürecin detayları kamuoyuyla paylaşılmamış, sektörün diğer temsilcileri bilgilendirilmemiştir.
TELKODER olarak, BTK’yı ve ilgili kamu kurumlarını hukuki sürece saygı göstermeye, bu sürecin 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun öngördüğü serbestleşme ilkeleri doğrultusunda yürütmeye, davet ediyoruz. Ayrıca, Türk Telekom’un yaptığı açıklamanın geri çekilmesi ve sürecin şeffaf biçimde yürütülmesi gerektiğini kamuoyuna duyuruyoruz.
Dijital ekonominin belkemiğini oluşturan telekomünikasyon altyapısının, 2050 yılına kadar tek bir şirketin kontrolünde kalması, Türkiye'nin teknoloji ve inovasyon hedefleriyle bağdaşmıyor..
SPK'nın yanıltıcı açıklama konusunda harekete geçmesini, BTK'nın süreci şeffaf yönetmesini ve Danıştay'ın kamu yararını gözeterek değerlendirme yapmasını bekliyoruz.
Telekomünikasyon sektöründe gerçek rekabet ortamının tesisi için mücadelemiz kararlılıkla sürecektir.”
Bu haberi ve diğer DH içeriklerini, gelişmiş mobil uygulamamızı kullanarak görüntüleyin:

